Davacı baba, boşanma ile velayeti davalı anneye bırakılan ortak çocukların velayetlerinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmişse de, ortak çocukların mahkeme ilamına rağmen baba tarafından anneye teslim edilmemiş ve çocuklarla anne arasındaki bağ fiilen koparılmış olduğu, davalı babanın, anne tarafından çocuklara cinsel istismarda bulunulduğuna ilişkin iddiaları ile ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve davalı annenin velayet görevini yerine getiremeyeceğinin kanıtlanamamış olduğu, taraflar arasında görülen boşanma davasında alınan üç ayrı sosyal inceleme raporu ile eldeki davada alınan sosyal inceleme raporlarının da bu doğrultuda olduğu görüldüğünden, velayetin değiştirilmesine ilişkin davanın reddi gerekeceği-
Velayetin değiştirilmesi davalarının aile mahkemelerinde, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde de aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerektiği-
Ana ve babanın, olgunluğu ölçüsünde, çocuğa, hayatın düzenleme olanağı tanıyacakları ve önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini gözönünde tutacakları–
«Velayetin değiştirilmesi»ne ilişkin davada genel «yetki» ve «görev» kurallarının uygulanması gerekeceği–
Yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine ilişkin davalarda, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesinin ibrazı için davacıya süre verilmesi gerektiği- Türkiye'de açılmış ve sonuçlanmış bir boşanma davası bulunmadığından, Fransa'da verilen boşanma kararının Türkiye'de tanınması da henüz kesinleşmemiş olduğundan, velayet davasının bu dosyadan tefriki ile başka bir esasa kaydedilip, boşanma kararının tanınmasının kesinleşmesi beklenmesi gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, küçüğün ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası az olduğundan, mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Yararına yoksulluk nafakası taktir edilen kadının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması halinde mahkeme kararı ile nafakanın kaldırılacağı-
Velayet hakkının kaldırılabilmesi için; anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklamaları şartlarının var olması gerektiği; olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesinde hata ile velayetin değiştirilmesi yerine, velayetin kaldırılmasına (nez’e) karar verilmesinin hatalı olduğu- Velayeti babaya verilen küçük ile anne arasında kişisel ilişki düzenlenmemesinin doğru olmadığı- 
Mahkemece kaldırılması talep edilen nafakanın yıllık tutarı üzerinden hesaplanacak nispi harç alınması (tamamlattırılması) gerektiği-
Yargılama süreci boyunca tarafların ortak çocuklarının anne yanında kaldıkları; çocukların anne yanında kalmalarının fiziksel, sosyal, kültürel ve psikolojik gelişimlerini olumsuz etkileyeceği hususu ispatlanmamış olup, duruşmada dinlenen ortak çocukların da velayet hususunda ebeveynleri arasında seçim yapmak istemedikleri, babanın ise; kendisine yeni bir aile düzeni kurmuş olması ve çocukların alıştıkları çevreden ayrılmaması ilkeleri bir arada değerlendirildiğinde ortak çocukların velayetlerinin anneye verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.