Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi- Muris Muvazaası-

Ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesinde, bakım alacaklısının temliki işlemde "bakıp gözetilme" koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse bu takdirde akdin ivazlı olduğundan söz edilemeyeceği ve akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılacağı-

... Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)....

Somut olayda, dosya içeriği ve toplanan deliller yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; murisin tek taşınmazı olan bağımsız bölümünü davalı oğlu Ş..'ye ölünceye kadar bakım aktiyle devrederken aynı zamanda kendisini güvenceye almak için intifa hakkını uhdesinde tuttuğu, pay temliki yapabilecekken taşınmazın tamamını devrettiği, ekonomik durumunun kendisini baktırmaya yetecek seviyede olduğu, nitekim evinde kaldığı sürede bakımının ağırlıklı olarak bakıcısı tarafından yapıldığı, gerek bakıcı masrafının gerekse bakımevine yattığında da bakımevi masrafının kendi maaşından karşılandığı; sonuç itibariyle ölünceye kadar bakım akti yapmasındaki gerçek iradesinin bakılıp gözetilme koşulundan değil, özellikle davacı oğlunun eşi ile yaşadığı anlaşmazlıktan ötürü taşınmazdan davacı oğlunun pay almaması düşüncesinden kaynaklandığı ve muvazaa ile illetli bulunduğu kanaatine varılmaktadır...........

Karşı Oy Yazısı:

...Somut olaya yukarıdaki ilkeler uyarınca baktığımızda, mirasbırakanın 2007 yılında kriz geçirerek yatağa bağımlı hale gelmesinden sonra bakımının bakıcı ile birlikte davalı oğlu tarafından yapıldığı, bakıcının izinli olduğu günlerde davalının alt temizliği dahil annesinin tüm bakımını yaptığı, miras bırakanın ağızdan sıvı ve katı gıda alamaması, üzerine, 22.11.2009 tarihinde bakım evine götürüldüğü ölünceye kadar da burada kaldığı, tanık bakım evi doktorunun ifadesine göre, bu sürede sondayla burundan mideye gıdaların verildiği, sıvı ihtiyacınında serum olarak karşılandığı, mirasbırakanın bakım evinde tek kişilik oda da sıkıldığı için üç kişilik odada kaldığı, diğer tanık anlatımlarına göre de, davacının eşi ile miras bırakan arasındaki sorun nedeniyle davacının annesi ile görüşmediği, miras bırakanın bayramlarda davacı oğlunu beklediği, özlediğini söylediği, davacının annesini bir kez bakım evinde ziyaret ettiği, davalı Ş..'nün, özellikle felç geçirmesinden sonra sürekli annesi ile ilgilenmesi nedeniyle miras bırakanın davalı oğluna minnet duyduğu "alt temizliğini bile yaptığı için ne yapsa oğlu Ş..'nün hakkını ödeyemeyeceğini" ifade ettiği, dosyadaki belgelere göre de, sosyal güvenlik kurumunca karşılanmayan ilaç ve tıbbi malzeme ücreti (11.764 TL) ile bakım evi ücreti (37.650 TL) ve giysi ihtiyaçlarının davalı tarafından karşılandığı, yatalak bir kişinin bakımının normal bakım sınırlarını aştığı, tüm olgular birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın temlikteki amacının bakım olduğu ve davalı tarafından bakım borcunun da yerine getirildiğinin kabulü gerekir........

1. HD. 04.04.2017 T. E: 2014/18932, K: 1680

Tam metni için aşaıdaki bağlantıya tıklayınız.