Usulsüz Tebligat Şikayeti-

Muhatabın iş yerinde bulunup bulunmadığına dair bir açıklamanın tebliğ evrakında yer almadığı görülmekle, borçlunun gerçek kişi olduğu dikkate alınmadan ve adreste bulunmadığının tespiti yapılmadan “şirketin yetkilisi imzasına” şeklinde yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Borçlu adına yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğu dikkate alınarak, borçlunun tebligatların usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verildikten sonra, süresinde olan borca yönelik itiraz ve şikayetlerinin incelenmesi gerektiği-

"....Somut olayda borçlu adına çıkan icra emrine ilişkin tebligatın 02.11.2015 günü; "muhatabın adresinin kapalı olduğu komşu/yönetici/kapıcı alt komşudan sorulduğunda nerede olduğunun bilinmediği sözlü/imzalı beyanından anlaşıldığından tebliğ evrakı TK 21 madde gereğince Ziyapaşa mahalle muhtarı A..G.. teslim edilmiş olup 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmış ve en yakın komşu/kapıcı/yöneticiye alt komşuya haber verilmiştir." şerhi ile yapıldığı görülmektedir. Muhatabın adreste bulunmama sebebi, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği tevsik edilmeden, beyanı alınan kişinin sıfatı ve ismi açık ve net bir şekilde belirlenmeden ve imzası alınmadan ya da imzadan çekinme durumu varsa, bu husus tespit edilmeden tebliğ işleminin tamamlandığı görülmektedir. Bu nedenle anılan tebliğ işlemi 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine aykırı olarak yapıldığından usulsüzdür.

Diğer taraftan, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre, belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ, aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bu maddede belirtilen şahıslara, muhatap adına tebligatın yapılabilmesi için, tebligatın yapılacağı sırada muhatabın orada bulunmaması gerekir. Muhatap, o adreste olmakla beraber sadece tebliğin yapılacağı anda orada bulunmuyor ise, tebligat, 17. madde hükmü uyarınca yapılır. Ancak, 7201 Sayılı Kanun'un 17. maddesi ve yönetmelikte yazılı olduğu üzere muhatabın tebliğ sırasında orada bulunmadığı saptanmadan anılan maddeye göre tebligat yapılamaz.

Somut olayda, borçlu adına çıkarılan takip konusu taşınmaza ilişkin kıymet takdiri raporu tebligatının da, (diğer borçlu şirket adresi) iş yeri adresi olduğu varsayılarak, 15.01.2016 tarihinde; “Adreste yetkili F..D.. imzasına tebliğ edildi.” şerhi ile yapılmış ise de, muhatabın iş yerinde bulunup bulunmadığına dair bir açıklamanın tebliğ evrakında yer almadığı görülmekle, borçlunun gerçek kişi olduğu dikkate alınmadan ve adreste bulunmadığının tespiti yapılmadan “şirketin yetkilisi imzasına” şeklinde yapılan tebligat, Tebligat Kanunu'nun 17. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddelerine göre usulsüzdür.

Bununla birlikte, Adana 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/... Talimat sayılı satış dosyasında da borçlu adına 3 adet satış ilanının tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre; 30.03.2016 ve 01.04.2016 tarihlerinde gerçekleştirilen tebliğ işlemleri, yukarıda izah edildiği üzere, muhatabın adreste bulunmama sebebi, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği tevsik edilmeden, beyanı alınan kişinin sıfatı ve ismi açık ve net bir şekilde belirlenmeden ve imzası alınmadan ya da imzadan çekinme durumu varsa, bu husus tespit edilmeden yapılmış olduğundan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümleri uyarınca usulsüzdür. 24.05.2016 tarihinde gerçekleşen tebliğ işlemi de yine yukarıda izah edildiği üzere, borçlunun gerçek kişi olduğu halde, adreste bulunmadığı tespit edilmeden doğrudan şirketin yetkilisi sıfatı ile 3. kişiye yapıldığından Tebligat Kanunu'nun 17. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddeleri uyarınca usulsüzdür.

O halde mahkemece, borçlu adına yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğu dikkate alınarak, borçlunun tebligatların usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verildikten sonra, süresinde olan borca yönelik itiraz ve şikayetlerinin incelenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....."

12. HD. 06.04.2017 T. E: 1761, K: 5467

Ayrınıtılı görüntülemek için tıklayın.