İİK. mad. 361 Uyarınca İade İstemi-

İİK'nun 361. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için icra dairesince "borçludan" tahsil edilmiş bir para mevcut olması gerektiği- İade isteminde bulunan, icra takibinin borçlusu olmayıp başka bir takip dosyası alacaklısı 3. kişi olduğundan, İİK. mad. 361 uyarınca iade talebinde bulunulamayacağı- Üçüncü kişi tarafından yanlışlıkla yapıldığı iddia edilen bu paranın iadesi yargılamayı gerektirdiğinden, bu hususun ancak adı geçen tarafından açılacak bir istirdat ya da sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak davasında ileri sürülebileceği-

"...Alacaklı vekilinin, borçlunun 3. kişi olan K... Müdürlüğü’nden olan alacaklarının, takip dosyalarına gönderilmesini müteakiben paranın taraflarına ödendiğini, aynı borçlu hakkında başlatılmış diğer bir takip dosyası alacaklısı tarafından icra müdürlüğüne yapılan başvuru ile taraflarına yapılan ödemenin, haciz tarihlerinin daha önce olduğu ve sıra cetveli yapılmadan ödeme yapılamayacağı gerekçeleriyle paranın iadesi talebinde bulunulması üzerine icra müdürlüğünce verilen 18.05.2016 tarihli kararla, alacaklıya muhtıra tebliği ile paranın iadesinin istenmesine karar verildiğini, ancak daha önce aynı konuda çıkarılan muhtıranın iptaline ilişkin şikayetleri sonucu verilen karar kesinleşmeden aynı konuda ve nitelikte muhtıra çıkarılamayacağını beyanla icra müdürlüğünün 18.05.2016 tarihli kararının iptalini talep ettiği, mahkemece, şikayet nedeninin reddi ile muhtıranın iptaline, daha önce tebliğ edilen muhtıralar gereğinin aynen icrasına karar verildiği görülmüştür.

İİK’nun 361. maddesi; "İcra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır.” şeklinde emredici bir düzenlemeyi içermektedir.

Anılan madde hükmü, ilamlı veya ilamsız tüm icra takiplerinde, her ne sebeple olursa olsun, borçludan fazla para tahsil edilen her durumda uygulama yeri ve alanı bulunan, özel bir hükümdür. Buna göre, icra daireleri, hesaplama sonucunda fazladan tahsil edildiği ortaya çıkan tutarları, ayrı bir mahkeme hükmüne gerek olmaksızın, borçluya geri vermekle yükümlüdürler. Açıktır ki, burada, icra müdürüne kanun tarafından verilmiş, özel bir görev ve daha da önemlisi cebri icra gücünün kullanılması kapsamındaki bir yetki söz konusudur. İcra müdürü, dayanağı ve şekli ne olursa olsun, girişilmiş bir icra takibinde, borçludan tahsil edilen paranın, tahsili gerekenden daha fazla olduğunun (veya yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğunun) hesap sonucunda belirlediği durumlarda, cebri icra gücünü kullanarak, fazla tahsilatı borçluya geri verecektir (HGK’nun 2009/17-242 E., 2009/290 K. ve 24.06.2009 tarihli kararı). Şu halde İİK'nun 361. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için icra dairesince "borçludan" tahsil edilmiş bir para mevcut olmalıdır. Somut olayda; iade isteminde bulunan icra takibinin borçlusu olmayıp başka bir takip dosyası alacaklısı 3. kişi olduğundan, İİK 361. maddesine dayalı olarak iade talebinde bulunamaz. Üçüncü kişi tarafından yanlışlıkla yapıldığı iddia edilen bu paranın iadesi yargılamayı gerektirdiğinden ancak adı geçen tarafından açılacak bir istirdat ya da sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak davasında ileri sürülebilir.

O halde, mahkemece, icra müdürlüğünün 18.05.2016 tarihli işleminin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile muhtıranın iptaline karar verilmesi, aynı kararda bu kararla çelişki oluşturacak şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm oluşturulması ve talep dışına çıkılarak, İİK 17/2 uyarınca icra müdürlüğünce davacıya daha önce tebliğ edilen muhtıraların gereğinin aynen icrasına karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir...."

12. HD. 05.12.2017 T. E: 2016/24374, K: 15104

Ayrıntılı görüntülemek için tıklayın

İİK. mad. 361 içtihat sayfası için tıklayın