Tasarrufun İptali- Borcun Doğum Tarihi-

Borcun doğumundan önce başlayan bir süreçte yapılan işlemin, alacaklıdan mal kaçırma amacı ile yapıldığından söz edilmesi mümkün olmadığından davanın reddi gerektiği-

Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu kar­şılayacak malı bulunamadığını, borçlu taşınmazını davalı amcasının oğlu Mehmet'e 'devrettiğini bu tasarrufun mal kaçırma amacı ile yapıldığından İptalini talep etmiştir.

Davalı Mehmet vekili, taşınmazın paydaşlığın giderilmesi ve mahkeme kararı ile alındığını iptal koşulları oluşmadığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi vermemiştir.

Mahkemece, borcun doğumundan sonra, dava konusu taşınmaz hissesinin da­valıya satışı ve tapudaki satış ile gerçek bedeli arasında fahiş fark bulunduğundan devrin mal kaçırma amacı ile yapıldığı sonucuna ulaşıldığından bahisle davanın kabu­lüne karar verilmiş; hüküm, davalı Mehmet vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İİK'nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Dosya içereslndeki bilgilerden, borçlu hakkında başlatılan takiplere ilişkin borcun 09.07.2009 tarihinde düzenlenen kredi sözleşmelerinden kaynaklandığı anlaşılmakta­dır. Dava konusu taşınmaz da dahil bir kısım taşınmazda borçlu, davalı Mehmet ve dava dışı şahıslar önceden elbirliği ile malik iken, borcun doğumundan çok önce 03.05.2006 tarihinde paydaşlığın giderilmesi için dava açmışlaryine borçtan önce 25.09.2008 tarihinde paydaşlığın satış sureti ile giderilmesine karar ve­rilmiştir. 04.06.2009 tarihinde açılan 2009/30 sayılı satış dosyasından dava dışı 1 nolu parsel davalı Mehmet tarafından ihale ile satın alınmış, dava konusu 2 ve 3 parseller ise 23.03.2010 tarihinde yine borçlu, davalı ve diğer paydaşlar tarafından satın alın­mıştır. Davalı Mehmet daha sonra borçlu dahil bir kısım hissedar ile yaptığı 12.11.2009 tarihli düzenleme şeklindeki miras taksim sözleşmesine dayanarak 2 ve 3 nolu parselin adına tesciline karar verilmesini istemiş ve karar lehine sonuçlana­rak kesinleşmiştir.

Borcun doğumundan önce başlayan bir süreçte yapılan işleminalacak­lıdan mal kaçırma amacı ile yapıldığından söz edilmesi mümkün olmadığından dava­nın reddi yerine aksi düşüncelerle kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

17. HD. 24.02.2015 T. E: 2013/13444, K: 3343