Kazı Çalışması Sırasındaki Zarardan Kaynaklı Tazminat İstemi-

İSKİ'nin tacir olduğu, “yargı harçlarından” muafiyetinin olmadığı-Davacı, tacir olduğundan, olay günü haberdar olduğu zararı nedeniyle, tacirin zarar veren hakkında bir yıllık zamanaşımı süresi içinde dava açması gerektiği- Tacir olanlar için dava açma konusunda emir vermeye yetkili makamın olur tarihinin zamanaşımı süresinin başlangıcı için esas alınamayacağı- Tacirlerin, işletmeleri ile ilgili zararların takibinde gerekli özeni göstermesi gerektiği-

"..Dava, tacirler arası haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

Davacı, davalının kazı çalışması yaptığı sırada, davacıya ait tesislere 92 ayrı noktada, çeşitli tarihlerde zarar verdiğini belirterek, maddi tazminat isteminde bulunmuştur.

Davalı, davanın zamanaşımından ve esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, davalının zamanaşımı def'inin reddine karar verilerek, dava açıldıktan sonra ödenen miktarın mahsubu ile bakiye alacak tutarının tahsiline hükmedilmiş, davalı İSKİ Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan bahisle harç alınmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ve Dairemizin yerleşik içtihatları uyarınca İSKİ tacir sıfatını haiz olup “yargı harçlarından” muafiyeti bulunmamaktadır. Bu yön gözetilmeksizin harç alınmasına yer olmadığına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

Davacı, 2007-2008 yıllarında gerçekleşen 92 adet ayrı hasar nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur. Bunlardan iki tanesi; 04/12/2007 ve 05/12/2007 tarihlerinde gerçekleşmiştir. Davacının teknik personeli tarafından, davaya konu bu eylemler, aynı gün öğrenilmiş, tutanağa bağlanmış ve hasar giderilmiştir.

Davacı İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş., 12/01/2009 tarihinde eldeki davayı açmış, davalı İSKİ ise süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60. maddesi uyarınca; haksız fiilden doğan zararın tazminine ilişkin davalar, zarar görenin zararı ve zarar vereni öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde haksız fiil tarihinden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Davaya konu haksız fiillerin meydana geldiği 04/12/2007 ve 05/12/2007 tarihleri ile davanın açıldığı 12/01/2009 tarihi arasında bir yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur.

Davacı, tüzel kişi tacir sıfatını haizdir. Bu nedenle basiretli davranarak, olay günü haberdar olduğu zararı nedeniyle, zarar veren hakkında 818 sayılı BK.'nun 60. maddesinde belirtilen bir yıllık zamanaşımı süresi içinde dava açması gerekir. Tacir olanlar için dava açma konusunda emir vermeye yetkili makamın olur tarihinin zamanaşımı süresinin başlangıcı için esas alınması da doğru değildir. Zira tacirler, işletmeleri ile ilgili zararların takibinde gerekli özeni göstermek durumundadırlar. Şu durumda; 04/12/2007 ve 05/12/2007 tarihlerinde gerçekleşen hasarlar yönünden, istemin zamanaşımından reddi gerekirken, Mahkemece bu yön gözetilmeksizin hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...."

4. HD. 16.11.2017 T. E: 1505, K: 7315