İhalenin Feshi- Satış İlanının Tebliği-

Teb. K. mad. 35 gereğince tebligat yapılabilmesi için söz konusu adrese öncelikle normal usullere göre tebligat çıkartılıp bilâ tebliğ dönmesi halinde 35. maddedeki tebliğ prosedürünün işletilmesi gerektiği- Bizzat borçlu şirket yetkilisine tebliğ edildiği belirtilen satış ilanı tebligatındaki imzanın yetkiliye ait olmadığı ileri sürüldüğüne göre, mahkemece bu husus araştırılarak ve gerektiğinde tebligat mazbatasındaki imza üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-  Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise, tebliğin geçerli sayılacağı- Borçlu şirket yetkilisinin kendi nam ve hesabına açmış olduğu ihalenin feshi davası ile borçlu şirketin de satıştan en geç o tarihte haberdar olduğunun kabul edilemeyeceği- Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-

Sair karar düzeltme itirazları yerinde değil ise de;

Borçlu şirket vekili, icra mahkemesine başvurusunda; dosyada yapılan tüm tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu, zira yetkilinin imzasına yapılan tebligatlardaki imzaların yetkiliye ait olmadığını, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan tebligatların da daha önceden iade olunan tebligat bulunmadığı halde doğrudan bu maddeye göre yapıldığını ve sair fesih iddialarını ileri sürerek 27.11.2015 tarihinde yapılan ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece, satış ilanı tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olduğu, olmasa dahi, daha önceki bir tarihte şirket yetkilisince kendi adına açılan ihalenin feshi davasının şikayet tarihine göre borçlu şirketin ihaleden en geç o tarihte haberdar olduğu ve o tarihe göre de işbu şikayetin sürede olmadığı gerekçesi ile şikayetin süreden reddine karar verilmiştir.

Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 57. maddesi gereğince ticaret siciline bildirilen adrese TK' nun 35. madde gereğince tebligat yapılabilmesi için söz konusu adrese öncelikle normal usullere göre tebligat çıkartılıp bilâ tebliğ dönmesi halinde 35. maddedeki tebliğ prosedürünün işletilmesi gerekir.

Somut olayda, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı “O... Sitesi K ...Sk. A Blok No: 18 K...” adresine çıkarılan satış ilanı tebligatının, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince 07.9.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak borçlu şirkete bu tebligattan önce çıkartılmış ve iade edilmiş bir tebligat bulunmadığı anlaşıldığından TK'nun 35/4. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir.

Bununla birlikte, borçlu şirkete 02.9.2015 tarihinde de, "Şirket yetkilisi N.... imzasına tebliğ" şerhi ile satış ilanı tebliğ edilmiş ise de; borçlunun şikayet dilekçesinde, bu tebligattaki yetkili imzasına itiraz ettiği anlaşılmıştır.

İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. İhalenin feshini isteyen borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda, satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayandığı ve tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin şikayette, HGK'nun 07.04.1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tebligat parçasında yazılı olan hususun aksi her türlü delille ispat edilebileceğinden ve şikayette, bizzat borçlu şirket yetkilisine tebliğ edildiği belirtilen satış ilanı tebligatındaki imzaının yetkiliye ait olmadığı ileri sürüldüğüne göre, mahkemece bu husus araştırılarak ve gerektiğinde tebligat mazbatasındaki imza üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçe ile şikayetin süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Öte yandan; Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır ve işbu ihalenin feshi şikayetinin süresinde olup olmadığı da öğrenme tarihine göre değerlendirilir ise de; borçlu şirket yetkilisinin kendi nam ve hesabına açmış olduğu ihalenin feshi davası ile borçlu şirketin de satıştan en geç o tarihte haberdar olduğunun kabulü mümkün olmayıp, mahkemenin bu yöndeki gerekçesi doğru bulunmamıştır. Belirtilen nedenlerle Dairemizce mahkeme kararının bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla şikayetçinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.

12. HD. 05.07.2017 T. E: 4651, K: 10259

Kararı görüntülemek için tıklayın.