İtirazın iptali- Karz (ödünç) ilişkisi- İspat yükü- Mesajlaşma Kayıtları-

Davacı tarafından delil olarak sunulan mesajlaşma kayıtları ve dava konusu borca ilişkin başlatılan disiplin soruşturması sırasında alınan bilgi alma tutanakları incelendiğinde, davalıların davacıdan ödünç para aldıklarına dair bir açıklama yapmadıkları anlaşıldığı, mesajlaşma kayıtlarının çoğu davalılar avukatı ile davacı arasındaki görüşmeleri içermekte ve bu konuşmaların da davayı ispata yarayacak yazılı belge niteliğinde olmadığı-

Davacı, bankadan kredi çekerken banka memuru ile yaptığı görüşmeleri duyan birlikte görev yaptığı davalı T.. K.. 'ın, krediyi kullanmayacaksa, ağabeyi olan diğer davalı Y.. M.. K.. 'a vermesini istediğini, davalı T.. K.. ’ın ağabeyinin hakim, yengesinin de avukat olduğunu söyleyerek ikna etmesi sonucu çektiği krediyi davalı Y.. M.. K.. 'a verdiğini, tarafların kredi taksitlerini davalılar tarafından ödenmesi hususunda anlaştıklarını, davalıların bazı taksitleri ödediklerini bilahare taksitleri ödemez olduklarını borçlarını inkar ettiklerini, oysa ellerinde davalıların telefon mesajlarının bulunduğunu, davalı T.. K.. 'ın hakkında yapılan disiplin soruşturması sırasında komutanlarına verdiği ifadelerde ağabeyi olan diğer davalı Y.. M.. K.. ile birlikte söz konusu parayı kendisinden aldıklarını kabul ettiğini, davalının da amiri konumunda olan tabur komutanının ve diğer komutanların durumdan haberdar olduklarını, disiplin mahkemesinin lehine karar verdiğini, davalıların ödemesi gereken kredi borcunu bankaya ödediğini, söz konusu paranın geri alınması amacıyla davalılar hakkında İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğünün 2013/11808 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalıların borca itiraz ederek takibin durmasını sağladıklarını, davalıların itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek itirazlarının iptaline, takibin devamına ve davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; Davalı Y.. M.. K.. hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, Davalı T.. K.. hakkındaki davanın kabulü ile davalı borçlu T.. K.. 'ın İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğünün 2013/11808 Esas sayılı takip dosyasındaki borca ve işlemiş faize yaptığı itirazın iptaline, takibin asıl borca takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamına, Davacının delillerine itibar edilip edilmeyeceği yargılama sonucunda ortaya çıktığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı T.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, itirazın iptali davası olup, uyuşmazlık davacının bankadan çekmiş olduğu 40.000,00 TL krediyi davalılara ödünç olarak verip vermediği noktasındadır. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı HMK.nın 190. maddesine göre, ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.

Somut olayda, davalılar karz ilişkisini inkar ettiğine göre, karz ilişkisinin varlığını davacının kanıtlaması gerekir. Bu durumda karz ilişkisini ispat etme yükümlülüğü,onu iddia eden davacıya aittir.

Davacı tarafından delil olarak sunulan mesajlaşma kayıtları ve dava konusu borca ilişkin başlatılan disiplin soruşturması sırasında alınan bilgi alma tutanakları incelendiğinde, davalıların davacıdan ödünç para aldıklarına dair bir açıklama yapmadıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca Mesajlaşma kayıtlarının çoğu davalılar avukatı ile davacı arasındaki görüşmeleri içermekte ve bu konuşmaların da davayı ispata yarayacak yazılı belge niteliğinde olmadığı, bu nedenlerle davacının, davalılara ödünç verdiğini yasal, kesin delillerle ispat edemediği anlaşıldığından mahkemece davanın reddine dair karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

13. HD. 26.04.2018 T. E: 2015/43310, K: 5189

Ayrıtnılı görüntülemek için lütfen tıklayın.