Devre mülk sözleşmesinin iptali-Davacının başka bir tesiste konaklamasının (hediye tatilin) anlamı-

İptali istenen devre mülk sözleşmesinde, sözleşmenin geçerli olduğu süre boyunca uygulanacak nitelikte aylık aidat ödenmesi gibi düzenlemeler mevcut olduğundan, dava konusu talebin ileriye etkili sonuç doğuracak şekilde bir muarazanın giderilmesi niteliği de taşıdığı ve bu nedenle yalnızca sözleşme bedeli üzerinden değerlendirme yapılarak kararın miktar itibarıyla kesinlik sınırı altında olduğu sonucuna varılamayacağı- Davacının bir başka tesiste konaklaması zilyetliğin devri niteliğinde sayılıp sayılamayacağı, bu konaklamanın hediye tatil hakkı olarak sunulduğu, davalının bir anlamda tüketiciyi sözleşme yapmaya ikna etmek için kullandığı bu yöntemin davalıyı teslim borcundan kurtarmayacağı ve bunun zilyetliğin devri anlamını taşımadığı- "Neredeyse tüm dava türlerinin temelinde bir muarazayı giderir şekilde tespit hükmü içerdiği, bu durumun dava konusu işe değeri para ile ölçülemez iş niteliği kazandırmadığı, somut olayda taraflar arasında aidat ödemelerine ilişkin bir ihtilafın da bulunmadığı, mahkemenin davanın kabulü yönünde vereceği hükmün aslolarak gösterilen dava değeri kadar bir alacaktan ibaret olduğu, kabul kararının aynı anda ifa kuralı gereğince zorunlu bir sonucu olarak tesis edilmesi gereken tapu iptal yönündeki hükmün de kesinlik sorununu ortadan kaldırmayacağı, herhangi bir tapu iptal ve tescil davasında dahi kural olarak taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerine göre istemin kesinlik sınırı altında kalıp kalmadığının tespit edilmesi gerektiği, BAM'ın bozma öncesi kesin olarak karar vermesinde ve ek kararla temyiz dilekçesini reddetmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

“…C. Uyuşmazlık

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Bölge Adliye Mahkemesi ve Özel Dairece devre mülk sözleşmesi olarak nitelendirilen taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ile bedel/tapu devri şeklindeki karşılıklı edimlerin iadesinin istendiği davada,

1- Kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1 inci maddesi uyarınca kesin nitelikte olup olmadığı,

2- Kararın kesin olmadığı sonucuna varılacak olur ise; davacının bir başka tesiste konaklamasının 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 50/9 uncu maddesi ve Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 15/3 üncü maddesi anlamında zilyetliğin devri niteliğinde sayılıp sayılamayacağı, burada varılacak sonuca göre resmî devir ile geçerli hâle gelen sözleşmede fiili teslimin de sağlandığı ve sözleşmenin iptali için haklı neden sunulamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır…”

Devamı için tıklayınız…