Satış bedeli zanaatkarlar ve yüklenicilerin alacaklarının tamamını karşılamadığı takdirde kalan, kısım, ipotek hakkı elde eden önceki sıradaki alacaklıların payına düşen satış bedelinden arsa değeri çıkarıldıktan sonra artan para ile karşılanır. Ancak bu, taşınmaz üzerindeki yüklerin zanaatkarlar ve yüklenicilerin zararına olacağının alacaklılar tarafından bilinebilir olmasına bağlıdır.
Önceki sırada bulunan alacaklılar, rehin senetlerini devrederlerse, bu devir yüzünden zanaatkarlar ve yüklenicilerin elde edemedikleri alacak miktarını tazmin etmekle yükümlü olurlar.
İşe başlandığı, hak sahibi, zanaatkarlar veya yüklenicilerden birinin bildirimi üzerine tapu kütüğünün beyanlar sütununa yazıldıktan sonra, tescilin yapılabileceği sürenin sonuna kadar taşınmaz üzerinde ipotekten başka türde rehin tescil edilemez.
3) İmtiyaz:
EMK. 811 - «Rehin nakde tahvil edildiği zaman, işçiler de müteahhitler bütün alacaklarını istifa edememek suretiyle zarara uğrarlar ise, bu zararın vukuunu evvelden bilen veya bilmesi lâzım gelen mukaddem sıradaki alacaklılar, hisselerine düşen miktarın mecmuundan, arsanın kıymetine isabet eden miktar tenzil edildikten sonra, mütebakisinden vâki olan zararı tayin ile mükellef olur. Evvelki sırada bulunan alacaklı, gayrimenkul rehin senedini başkasına temlik etmiş ise, işçinin ve müteahhidin temlik sebebiyle mahrum kaldıkları miktardan mes’ul olur. İşe başlanıldığı, alâkadarın ihbarı üzerine tapu siciline işaret edilince, tescil müddetinin hitamına kadar, o gayrimenkulde ipotekten başka bir şekilde teminat tescil edilemez.»