Davacı tarafından dava dilekçesinde açıkça evlatlık ilişkisinin esasa ilişkin noksanlıklardan biri ile sakat olduğunun belirtildiği halde, İlk Derece Mahkemesince HMK'nin 31. madde uyarınca davacı tarafa esasa ilişkin hangi noksanlık sebebine dayanıldığı sorulmadan ve bu kapsamda araştırma yapılmadan davanın reddedildiğinin, davacı vekilince istinaf dilekçesinde esasa ilişkin noksanlık sebebi olarak taraflar arasında 5 yıllık bakım gözetim koşulunun gerçekleşmediğinin iddia edildiğinin, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf aşamasında ileri sürüldüğünden bahisle söz konusu iddiaya itibar edilmediğinin anlaşıldığı, 5 yıllık bakım gözetim koşulu evlatlık ilişkisinin esaslı unsurlarından olduğundan ve bu hususun araştırılması gerektiğinden; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerektiği-
Kurum koruması altında bulunan küçük hakkında kuruma yerleştirilmesinden sonra evlat edindirme hizmetlerinden yararlandırılması amacıyla TMK'nun 312. maddesi uyarınca, ana ve babanın rızasının aranmaması kararı verilip verilemeyeceğine ilişkin dava- 2 günlük iken kurum koruması altına alınan küçüğün, 11 günlük iken evlat edinme öncesi geçici bakım sözleşmesi ile aile yanına yerleştirildiği ve kurum tarafından yerleştirmeden sonra rızanın aranmaması kararının talep edildiği, dosya kapsamındaki delillerden küçüğün annesinin lise öğrencisi olduğu ve çocuğun bakımına talip olmadığı, anneanne ve dedenin de çocuğun aileden alınıp kuruma yerleştirilmesini istedikleri, diğer taraftan uzmanlarca yapılan kontrol ve denetimlerde küçüğün evlat edinen aile yanında sıcak ve samimi bir ilişkisi olduğu somut olayda; yargılama aşamasında 8-9 yaşına gelmiş küçüğün, bu süreç içerisinde bulunduğu aile ortamından uzaklaştırılması, evlat edinme davasında anne ve babanın rıza vermemesi dolayısıyla davanın reddi riskiyle karşılaşılabilme hâlinin, çocuğun üstün yararının ihlali sonucunu doğuracağı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de bu görüşün Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Dava dilekçesinde ileri sürünen iddialar ile birbirleriyle uyumlu tanık anlatımlarından, davalı ile davacıların davalının doğumundan davacıların yurt dışına gitmelerine kadar geçen yaklaşık 10 yıl süre ile birlikte yaşadıkları, bu süre içerisinde davacıların davalının her türlü ihtiyacını karşıladıkları anlaşıldığına göre, kanunun aradığı ve dava tarihinden geriye doğru geçen sürede gerçekleşme zorunluluğu bulunmayan 5 yıllık bakım şartının taraflar yönünden gerçekleştiği, buna göre, mahkemenin ret gerekçesinin yerinde olmadığı, mahkemece yapılacak işin, evlat edinmek istenen şahsın talebe ilişkin beyanı alınıp, MK'nin 316. maddesi uyarınca uzman görüşü aldırılıp, dosyadaki tüm delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi olduğu-
Dava dilekçesinde tanık vb. kanıtlara denildiğinden, mahkemece davacıların göstereceği tanıklar çağrılarak dinlenerek, aile mahkemesi uzmanlarından oluşan kuruldan rapor alınarak ve varsa tarafların göstereceği diğer kanıtları toplandıktan sonra "evlat edinme kararı verilmesi" istemine ilişkin davada karar verilmesi gerektiği-
Kural olarak, boşanma davası sırasında boşandığı eşinden nafaka talep etme hakkı varken, bu hakkını kullanmayıp boşanma davasından çok kısa bir süre sonra (3 ay sonra ) davalı babasından yardım nafakası talep etmesinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı-
Mahkemece, hakime evlat edinme kararı vermeden önce araştırma yükümlülüğü getiren Türk Medeni Kanununun 316. maddesinde öngörüldüğü şekilde evlat edinenin fiziki ve ruh sağlığı açısından evlat edinilene bakabilecek durumda olup olmadığı, evlat edinilenin bakım ve eğitimini sağlayacak yeterli gelir düzeyinin bulunup bulunmadığı, sosyal güvenlik haklarına uygun çevre ve yaşam koşullarına sahip olup olmadığı ve evlat edinilecek kişinin (çocuğun) toplum içinde alacağı konumu olumsuz etkileyecek herhangi bir suçtan ceza alıp almadığı, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri konusunda kapsamlı bir araştırma yapılmadan, tarafların bu konuda göstereceği deliller toplanarak gerektiğinde uzman görüşünün alınıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği - Yargıtay içtihatları doğrultusunda ilke olarak, hakimin verdiği sürenin kesin olmadığı; kesinlik için şu iki koşuldan birinin varlığının zorunlu olduğu;
birinci koşulun, hakimin kesin olduğunu belirtmeksizin verdiği ilk sürede işlemin yapılmaması nedeniyle ilgili tarafın yeniden süre talep hakkının varlığı karşısında, bu talep üzerine hakimin verdiği ikinci sürenin kesin olması, bu kesinliğin yasadan kaynaklanması" olduğu, ikinci koşulun ise, "yasaya göre hakimin, tayin ettiği ilk sürenin kesin olduğuna da karar verebilmesi" olduğu-
Mahkemece; hakime evlat edinme kararı vermeden önce araştırma yükümlülüğü getiren Türk Medeni Kanununun 316. maddesinde öngörüldüğü şekilde evlat edinenin fiziki ve ruh sağlığı açısından evlat edinilene bakabilecek durumda olup olmadığı, evlat edinilenin bakım ve eğitimini sağlayacak yeterli gelir düzeyinin bulunup bulunmadığı, sosyal güvenlik haklarına uygun çevre ve yaşam koşullarına sahip olup olmadığı ve evlat edinilecek kişinin toplum içinde alacağı konumu olumsuz etkileyecek herhangi bir suçtan ceza alıp almadığı, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri konusunda kapsamlı bir araştırma yapılmadan, tarafların bu konuda göstereceği deliller toplanarak gerektiğinde uzman görüşünün alınıp değerlendirilmesi gerekeceği-