Miras bırakanın oldukça ileri yaşta olması nedeniyle temlik tarihi itibariyle bakım ihtiyacı içerisinde bulunmakta ise de kendisine tüm çocukları tarafından sırasıyla bakıldığı, murisin özellikle bir parça taşınmazını devretmek suretiyle bakımını sağlayabileceği yerde, tüm mal varlığının yarısına yakın olan değerli üç parça taşınmazını davalıya temlik ettiği gözetildiğinde devirdeki asıl amacın bakım sağlamak değil mirasçılardan mal kaçırmak olduğu ve temlikin muvazaa ile illetli olduğundan iptali gerektiği-
Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akit olduğu- Başka bir anlatımla 'ivazlı sözleşme türlerinden' olduğu- Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girdiği- Hemen belirtmelidir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunmasının zorunlu olmadığı- Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olmayacağı-
Temlik işleminin muvazaalı olduğu gerekçesi ile tapu iptal tescil talebinin kabulü, muris tarafından davalıya para bağışlandığı iddiasının ispat edilemediği gerekçesi ile tenkis talebinin reddi gerektiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tenkis isteği isteği-
Tapu iptali ve tescil istemi-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteği-
Ölünceye kadar bakma akdi gereği bakım borcunun yerine getirilmediği iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemi-
Borçlar Kanunu'nun 611. ve takip eden maddelerinde öngörülen ölünceye kadar bakma akitleri talihe bağlı akitlerden olup, mutlaka akit tarihinde bakım gibi bir gereksinimin varlığının şart olmadığı, diğer taraftan bakım borçlusunun temlik edenin oğlu olması, kendisine bakım koşuluyla temlik yapılmasına mani olmadığı gibi, aksine yasal bir düzenlemenin de bulunmadığı, ayrıca, miras bırakanın davalı oğlu ile aynı binada altlı-üstlü oturduğu, ölümünden evvel son 1- 1,5 ayını bakıma muhtaç olarak geçirdiği, dinlenen tanıklar ve özellikle davalı tanığı olarak dinlenen dava dışı sağ kalan eşin (tarafların annesi) beyanı ile mirasbırakanın çocukları olan taraflar arasında ayrım yapmadığının, davacı kızı ile bir problemi olmadığının dosya kapsamı ile sabit olduğu, o halde; mirasbırakanın davalıya ölünceye kadar bakım akti ile yapmış olduğu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amacı taşımadığının kabul edilmesi gerekeceği-
Ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesinde, bakım alacaklısının temliki işlemde "bakıp gözetilme" koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin; mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemeyeceği ve akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılacağı- Murisin tek taşınmazını, davalı oğluna ölünceye kadar bakım aktiyle devrederken aynı zamanda kendisini güvenceye almak için intifa hakkını uhdesinde tuttuğu, pay temliki yapabilecekken taşınmazın tamamını devrettiği, ekonomik durumunun kendisini baktırmaya yetecek seviyede olduğu, nitekim evinde kaldığı sürede bakımının ağırlıklı olarak bakıcısı tarafından yapıldığı, gerek bakıcı masrafının gerekse bakımevine yattığında da bakımevi masrafının kendi maaşından karşılandığı anlaşıldığından, ölünceye kadar bakım akti yapmasındaki gerçek iradesinin bakılıp gözetilme koşulundan değil, özellikle davacı oğlunun eşi ile yaşadığı anlaşmazlıktan ötürü, taşınmazdan davacı oğlunun pay almaması düşüncesinden kaynaklandığı ve muvazaa ile illetli bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği-