Satın almak suretiyle iktisap ettiği taşınmaza ihtiyacı olduğundan bahisle 6570 s. K. mad. 7/d uyarınca tahliye isteminde bulunan davacının "davalı ile taşınmazı satın aldığı kişi arasında kira akdi bulunmadığı’’ şeklindeki beyanının ıslah sayılmayacağı-
Dava 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden önce, 23.02.2010 tarihinde, açıldığından davada 1086 sayılı HUMK’nın 1. maddesi hükmünün uygulanması gerekeceği, dava tarihi itibariyle mirasçılık belgesinin iptali sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğundan, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Tapu kayıt maliki ile davacının miras bırakanının aynı kişi olduğunun tespiti davalarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlerinden sayılması gerekeceği, çekişmesiz yargı işi olan tespit taleplerine sulh hukuk mahkemelerince bakılması gerekeceği-
Çekişmesiz yargı işi olan tapu kayıt maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olunduğunun tespiti taleplerine sulh hukuk mahkemelerince bakılması gerektiği, bu davalarda asliye hukuk mahkemesinin görevli olmadığı-
Çekişmesiz yargı işi olan tapu kayıt maliki ile aynı kişi olunduğunun tespiti taleplerine sulh hukuk mahkemelerince bakılması gerektiği, bu davalarda asliye hukuk mahkemesinin görevli olmadığı- Hasım olarak Hazine değil, Tapu Müdürlüğü'nün gösterilmesi gerektiği-
Çekişmesiz yargı işi olan tapu kayıt maliki ile aynı kişi olunduğunun tespiti taleplerine sulh hukuk mahkemelerince bakılması gerektiği, bu davalarda asliye hukuk mahkemesinin görevli olmadığı-
Çekişmesiz yargı işi olan tespit taleplerine sulh hukuk mahkemelerince bakılması gerektiği- Taşınmazın malikinin mirasbırakan babası olduğu ancak tapu kaydına baba adı ve doğum tarihinin yazılmadığını belirterek tapu kayıtlarının bu doğrultuda düzeltilmesi isteğiyle açılan davanın asliye hukuk mahkemesinde yazılı yargılama usulüne göre görülmesi mümkün olmadığından, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturduğundan, bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması ve mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılarak kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması gerektiği- Davada ileri sürülen isteğin aynı kayıt malikinin mirasçılarının dinlenilerek incelenmesi gerekirken, "davacının eda davası açma imkanı varken tespit davası açmakta hukuki yararının olmadığı" gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İsim değişikliğine ilişkin davalar 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus davalarından olup, anılan madde uyarınca uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevli olduğu-
Tapu kayıt maliki ile davacının aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkin (çekişmesiz yargıya tabi) davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-