İmar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil istemine ilişkin davada, kadastro tutanağı ve davacının dayandığı zilyetliğin devri sözleşmeleri göz önüne alınarak, taşınmazın yeni arazi olup olmadığı hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlendikten sonra hüküm kurulmasının gerektiği-
TMK'nin 708. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davda davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olmakla, kabul kararı verilen taşınmazların zemin değeri üzerinden nispi karar ve ilam harcına, davacı Hazine lehine kabul kararı verilen taşınmazların zemin değeri üzerinden vekalet ücretine ve davalı lehine red kararı verilen taşınmazların zemin değeri üzerinden vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Bir kısım devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazların “mutlak kamu malı” niteliğiyle hiç bir şekilde özel mülkiyete konu olamayacağı ve orman, kıyı, mera, köy orta malı gibi taşınmazalar bu nitelikte olup, TMK.nun 708, 3402 sayılı Kadastro Kanunun 18. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanunun 17. maddesi uyarınca bu tür yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup mülkiyetinin Hazineye ait olacağı-
Dava, TMK'nun 708. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-
Birikme, dolma, toprak kayması veya kamuya ait suların yatağında ya da seviyesinde değişme gibi sebeplerle sahipsiz yerlerde yeniden oluşan yararlanmaya elverişli arazinin Devlete ait olacağı, Devletin, bu araziyi kamusal bir sakınca bulunmadığı takdirde öncelikle arazisi kayba uğrayana veya bitişik arazi malikine devredebileceği, toprak parçalarının kendi arazisinden koptuğunu ispat eden malikin, bunları, durumu öğrendiği tarihten başlayarak bir ve her halde oluşumun gerçekleştiği tarihten başlayarak on yıl içinde geri alabileceği-
Birikme, dolma, toprak kayması veya kamuya ait suların yatağında ya da seviyesinde de­ğişme gibi sebeplerle sahipsiz yerlerde yeni­den oluşan yararlanmaya elverişli arazi Dev­lete ait olacağı; Devletin, bu araziyi kamusal bir sakınca bulunmadığı takdirde öncelikle ara­zisi kayba uğrayana veya bitişik arazi mali­kine devredebileceği-
Taşınmazlar, nehrin yatağını değiştirmesi ve taşıdığı alüvyonların birikip çökelmesi sonucu oluştuğuna göre, yasalar gereği Devlete kalan taşınmazlardan olmayıp, koşulları oluş­tuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı veya imar ve ihya yoluyla özel mülkiyete konu olabilecekleri-
Dere yatağının sonradan gerçek kişilerin mülkiyeti altında taşınmazlara doğru genişleyip, onların bir kısmını dere yatağı haline getirmiş olmasının, bu parsel maliklerinin, dere yatağı haline gelen kısım üzerinde mülkiyet haklarının kendiliğinden sona ermesi sonucunu doğurmayacağı ve özel mülkiyete konu parsellerin içerisinde kalan olan bakımından Hazinenin herhangi bir talep hakkının doğmayacağı–
Gerçek kişilerin veya tüzel kişilerin birikme, dolma, toprak kayması veya kamuya ait suların yatağında ya da seviyesinde değişme gibi sebeplerle sahipsiz yerlerde yeniden oluşan yararlanmaya elverişli arazinin mülkiyetinin kendileri tarafından kazanıldığı iddiasının dinlenemeyeceği-
D.in etkisi ile oluşan yerlerin, denizin devamı sayılacağı ve özel mülkiyet konusu olamayacağı -
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor