Davacı, davalı derneğin genel kurul toplantısında üyeliğine ilişkin durumunun görüşülmesini istemeden doğrudan dava açtığından dava şartı gerçekleşmeden açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 83. maddesi kapsamında dernek genel kurul kararlarının iptali istemi-
Davacının davalı derneğin genel kuruluna bu hususta itirazda bulunmadan yani iç denetim yollarını tüketmeden doğrudan dava açtığı ve davalı derneğin tüzüğünde de yönetim kurulu kararının kesin olduğuna dair bir hüküm bulunmadığı anlaşıldığından, dava şartı gerçekleşmeyen davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalı dernek tüzüğünün 29.maddesi hükmüne göre derneğin onur kurulunun 40 kişiden oluşması gerektiği halde, 09.12.2012 günlü genel kurulda onur kuruluna toplamda 47 kişi seçildiği anlaşıldığından, tüzüğe aykırı olarak yapılan onur kurulu seçimine ilişkin genel kurul kararının iptaline karar verilmesi gerektiği-
Davalı Sendikanın Malatya 1 Nolu Şubesinin 31.07.2010 tarihinde yapılan genel kuruluna esas teşkil eden delege seçimlerinde, herhangi bir objektif sebep ortaya konulup ispat edilmeksizin iki sandıkta yapılmasının, sandıklarda oy kullanacak üyelerin dağılımı yapılırken de 436'ya 134 şeklinde bir dağılım yapılarak seçimlerin gerçekleştirilmesinin hukuka aykırı olduğu-
5253 sayılı Yasanın 32/k bendinde öngörülen onbeş günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olmayıp, sadece dernek yöneticilerinin zaman kaybetmeden mahkemeye başvurmalarını sağlamaya yönelik ve başvurulmamasının cezai sonuçlara bağlandığı özel bir düzenleme olduğu-
Re’sen araştırma ilkesi uyarınca, il dernekler müdürlüğünden belgelerin seri numaralarının istenilmesi, seri numaralarının tespit edilememesi halinde ise belgelerin isimleri belirtilmek suretiyle zayi belgesi verilmesi gerekeceği-
5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 32/b bendinde düzenlenen adli para cezasının 08.02.2008 tarihli ve 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 558.maddesi ile idari para cezasına dönüştürüldüğü gözetildiğinde bu değişiklikten sonra, dernek genel kurul toplantılarının iptali istemine ilişkin davaların artık ceza mahkemesinde görülemeyeceği-
Davacı, davalı derneğin genel kurul toplantısında üyeliğine ilişkin durumunun görüşülmesini istemeden doğrudan dava açtığı ve davalı derneğin tüzüğünde de yönetim kurulu kararının kesin olduğuna dair bir hüküm bulunmadığı anlaşıldığından, dava şartı gerçekleşmeden yönetim kurul kararının iptali istemiyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Genel kurul toplantısı sırasında ve bilhassa denetsel ibra oylamasının yapıldığı sırada salonda tartışma çıktığı, oylamanın yenilenmesinin istendiği ancak bunun tekrarlanmadığı, bu ortamda muhalefet şerhlerinin tutanağa yazdırılması imkanının ortadan kalktığı, Türk Medeni Kanunu’nun 83. maddesinde ifade edilen genel kurul kararlarına katılmama durumunun gerçekleştiği halin icabından anlaşıldığından, davacıların genel kurul kararlarının yazıldığı tutanağa ayrıca muhalefet şerhi yazdırmalarına da yasal açıdan gerek bulunmadığı-