Tarafların Avustralya'da boşandığı ve boşanma kararının kesinleştiği somut olayda, boşanma kararının Türkiye'de de tanınıp, tanıma kararının kesinleştiği- Tarafların yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayıldığı, boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamında davalıya ilişkin bir kusur belirlemesi yapılmadığına ve artık yabancı mahkeme ilamı Türk Mahkemesi bakımından kesin delil ve kesin hüküm gücünü kazandığına göre, eldeki davada yazılı şekilde davalıya kusur yüklenmesi ve buna bağlı olarak davacı yararına maddi ve manevi tazminata karar verilmesinin doğru görülmediği-
Erkeğin dava açıldıktan sonra evlilik birliğinin devamı için barışma teklifinde bulunması veya kadınla görüşmesi, kadına SMS yazması ve çiçek göndermesinin müzakere niteliğinde olduğu, af olarak kabul edilemeyeceği-
Tarafların imzaları ile tasdik ettikleri boşanma protokolundeki beyanlarının mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu- Maddi hatadan kaynaklanmadıkça ikrardan dönülemeyeceği ve mahkeme içi ikrarın kesin delil olduğu- Anlaşmalı boşanma protokolünün hükümle birlikte tasdik edildiği ve davacı aleyhine mal rejiminin tasfiyesi davasında kesin delil teşkil edeceği-
İlk derece mahkemesince hükmolunan ziynet alacağının miktarı karar tarihindeki kesinlik sınırını aşmadığından, temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin kararın kesin olduğu- Davacı erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulamasından sonra evlilik birliğinin devam ettiği, kadın tarafından affedildiği durumda erkeğe bu noktada her ne kadar kusur olarak yüklenilecek bir durum yoksa da, davacı erkeğin yine de tam kusurlu diğer davranışları düşünülerek tesis edilen hükmün uygun olduğu-
Yerel mahkeme tarafından; kadında "vajinismus" belirtilerine rastlanmasına rağmen kadının bu belirtileri gidermeye yönelik başlatılan tedaviye devam etmediği için evlilik birliğinin sona erdiği, kadının kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de evliliğin fiilen 15 gün sürmesi sebebiyle ilişki için eşlerden beklenen makul sürenin geçmediği ve erkeğin eşine bu konuda makul süre tanımadığı, kadının tedaviden kaçındığının ispatlanamadığı; erkeğin, eşini tekrar almak üzere ailesinin evine bıraktığı ancak geri almayıp birlikte yaşamaktan kaçınarak eşine "seni istemiyorum" şeklinde telefon mesajları gönderdiği anlaşılıyorsa erkeğin boşanma davasının değil, kadının boşanma davasının kabulü gerektiği-
Boşanma davasının reddi kararının kesinleşmesinden itibaren dört aylık süre geçmeden gönderilen ihtarnamenin sonuç doğuramayacağı ve bu sebeple davacı kocanın boşanma davasının reddinin gerekeceği-