Akdi ilişkinin varlığının ispatı için yazılı delil sunulmayan davada “yemin” deliline dayanılmış olduğundan mahkemece, akdî ilişkinin varlığının kanıtlanması amacıyla davalıya yemin önerme hakkının bulunduğu davacıya hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Senede karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin ancak senetle ispatlanabileceği, eğer senede karşı ileri sürülen husus hukuki işlem niteliğinde değilse, bir diğer söyleyişle hata, hile, ikrah, muvazaa gibi temelinde iradeyi sakatlayan, haksız fiil benzeri hukuki olgulara dayanılması halinde bu kural uygulanmayıp, tanık deliline de başvurulabileceği- Talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurmasının, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlı olduğu; davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmamış, defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiş, davacı hem bononun hileyle elinden alındığını söylemiş, hem de davalı yanla aralarında geçmişte ticari ilişki bulunduğunu ve bu ilişkiden doğan borcunu ödediğini bildirmiş olduğundan; hile iddiası bakımından tanık dinlenmesi yasaya uygun ise de bu durumda; bizzat davacının iddiaları çerçevesinde bir hile olgusundan söz edilemeyeceği; ödemeye yönelik iddiaların ancak senetle ispatlanabileceği ve davalı defterlerine münhasır delil olarak dayanılmaması karşısında, sırf bunların sunulmamış olmasının davalı aleyhine yorumlanamayacağı-
  • kayıt gösteriliyor