İhalenin feshi şikayetinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususun yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak dinlenilmesinin mümkün olmadığı- Satışa esas bilirkişi raporunun 300.000 TL eksik olduğuna ilişkin gayrimenkul değerleme raporunun yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden olmadığı-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 377. maddesinin (1) numaralı fıkrasının bentlerini bağlayan hükmünün “…her hâlde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.” bölümünün anılan fıkranın (e) bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği-
Davacılar vekili tarafından icra takip dosyasından örnek alındıktan sonra ihalenin feshi davası ve temyize konu yargılamanın yenilenmesi davası ikame edilmiş olup mahkemece, davacıların öğrenme tarihinin davacılar vekilinin icra dosyasından dilekçe sunarak dosyadan suret aldığı tarih olduğu ve yargılamanın yenilenmesi talebinin süresi içerisinde yapıldığının kabulü ile davanın kaldığı yerden devam edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, HMK 377/1-ç maddesinde geçen ceza mahkûmiyetine ilişkin bir hüküm olarak kabul edilemeyeceği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 26.12.2012 tarihinde kesinleşmiş olduğu, eldeki davanın 03.06.2013 tarihinde açılmış olup yargılamanın iadesi talebinin süresinde olmadığı kabul edilerek dava usulden reddedilmiş ise de açıklanan nedenlerle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ceza mahkûmiyeti niteliğinde bulunmadığının ve davanın süresinde açıldığının kabulünün zorunlu olduğu, hal böyle olunca davanın esasına girilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Yargılamanın yenilenmesini isteme süresinin, HMK. mad. 377/1-e uyarınca AİHM'nin kesinleşmiş kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay olduğu; yargılamanın yenilenmesi talebine konu olan AİHM. kararının 03.05.2012 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından, davanın Büyük Daireye gönderilmesini isteme süresi olan üç ayın 03.08.2012 tarihinde sona erdiği, eldeki davanın ise 16.08.2012 tarihinde açıldığı, bu durumda mahkemece söz konusu AHİM kararının 03.08.2012 tarihinde kesinleştiği dolayısıyla HMK. mad. 377/1-e uyarınca davanın süresinde açıldığı gözetilerek işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Yargılamanın iadesi talebine konu dava, çocuğun mutad meskenine iadesi istemine ilişkin olup, davanın, merkezi makam adına dava açan mahalli Cumhuriyet Savcısının katılımı sağlanmak suretiyle görülmesi gerektiğinden yerel mahkemece mahalli Cumhuriyet Savcısına usulüne uygun duruşma günü tebliğ edilip duruşmalara katılımı sağlanmadan eksik taraf teşkili ve tahkikat sonucunda karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, .......... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ........... Esas sayılı dosyasının birleştirildiği ........... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .......... Esas, ................ Karar sayılı kararının kesinleşme tarihinden itibaren HMK'nın 377. maddesindeki 3 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle HMK'nın 379/1-a maddesince davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, ayrıca esasa ilişkin gerekçelere dayanılması ve dava ............ tarihinde açılmasına rağmen, tensip tutanağının düzenlendiği tarihin dava tarihi olarak kabulü suretiyle davanın süresinde açılmamış olduğunun tespitinin hata olduğu-
Mahkemece, davacıların ................. Hukuk Mahkemesi'nin ........... Esas sayılı dosyasının mevcudiyetini öğrendikleri tarihten itibaren 3 aylık hak düşürücü sürenin geçtiğinin kabul edildiği, davacılarca .......... Esas sayılı davanın mevcudiyetinin öğrenildiği varsayılsa bile, davacıların tarafı olmadıkları bu davanın içeriğini, safahatini, dolayısıyla bu davanın açılması ve sonuçlanmasının hileye dayalı olduğunu öğrenmelerinin mümkün olmayacağı-
Mahkemece, davacıların hileyi ilk defa 19.02.2013 tarihinde öğrendikleri, buna göre işbu davanın süresinde açıldığının kabulü ile uyuşmazlığın esasının incelenip HMK'nın 376. maddesi uyarınca işbu davanın davacılarının aktif davacı sıfatını mahkemenin .......... Esas sayılı davası sonucunun belirleyeceği gözetilerek bu dosyanın sonuçlanmasının beklenmesi gerekeceği-
Davacının yargılamanın yenilenmesi nedenleri olarak ileri sürdüğü hususların yargılamadan sonra ortaya çıkan bir durum olmadığı, yargılamanın iadesini talep eden davalının delil olarak belirttiği ceza dosyasında bulunan raporun özel rapor olduğu, söz konusu ceza dosyasında yargılamanın iadesi talep edilen dosya davacısının sanık olarak yer almayıp müşteki olarak yer aldığı, söz konusu özel raporun 2005 yılında tanzim edilmiş olup, davanın ise 2011 yılında açıldığı,davacının dava dilekçesinde belirttiği nedenlerin HUMY. nın 445.maddesinde sayılan nedenlerden olmadığı, HUMK 447. maddesinde belirtilen üç aylık süre geçtikten sonra dava açıldığı gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin reddi gerektiği-