TKHK.'da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmadığı için,bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan TBK.'nun bu konudaki 223.maddesinin uygulanacağı- Alıcının, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse bunu uygun bir süre içinde satıcıya bildirmek zorunda olduğu ve eğer ki bunu ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılacağı- Satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olup da bu ayıp sonradan meydana çıkarsa bu durumu da hemen satıcıya ihbar etmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılacağı- İşin yapılmayan kısmının teslim ve muayenesi söz konusu olamayacağından iş sahibinin eksik işler yönünden ihbarda bulunmasına ya da ihtirazı kayıt koymasına gerek olmadığı- İş sahibinin muayene ve ihbar yükümlülüğünün sadece ayıplı işler için mevcut bulunduğu- Sahada bulunan yüklenici veya müşavir firma çalışanlarına ihtarın ne zaman yapıldığı açık ve net olarak anlaşılamıyorsa davacının ihtarı süresinde yaptığını yasal delillerle kanıtlaması gerektiği-
Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verilen durumlarda, kredi verenin asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun yerine getirilmesini talep edemeyeceği- Kefilin alacaklı aleyhine menfi tespit davası açmakta hukuki yararının olduğu-
İtirazın iptali davasında, alacak kredi kartı borcuna ilişkin olup alacağın tespitinde uygulanacak hükümlerin 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununa ilişkin hükümleri olduğundan konusunda uzman bilirkişilerden alınacak rapor doğrultusunda karar verilmesi gerektiği-
Davacı bankanın öncelikle muaccel olan taksitlerin ödenmesi için bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerektiği halde tüm borcu kat etmek suretiyle muacceliyet uyarısında bulunduğu ve kanunun 10. maddesindeki şartın yerine getirilmediğinin açık olduğu, ancak davacı bankanın, davalı borçlunun hesap katinde ve takip tarihinde halen ödemediği yada eksik ve geç ödediği taksitler nedeniyle gecikme faizi ve diğer fer'ileriyle birlikte takip yapma hakkına sahip olduğu gözetilmeden davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekeceği-
Alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemeyeceği- Bu konudaki başvurunun, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olduğu, anılan hüküm emredici nitelikte ve kamu düzeni ile ilgili olmakla, borçlunun aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca süreye bağlı olmaksızın icra mahkemesine başvuru hakkının bulunduğu-
Alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, alacağın muaccel olup olmadığı, ne miktarının tahsil edilebilir olduğu, faiz miktar ve oranlarının tespiti, tüketici yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektirdiğinden, İİK.nun 68/b maddesinin tüketici kredilerinde uygulanma olanağının bulunmadığı-
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun uyarınca, alacaklı bankanın asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ödenmesini isteyemeyeceği; kefilin bu konudaki şikayetinin süreye bağlı olmadığı-