BK’nın 336. ve İİK’nın 270 inci maddelerinden bahisle, hapis hakkı için defter yapılması geçici hukuki koruma niteliğinde olup defter yapılması sırasında taşınırların değerinin belirlenmesinin, takipten sonra satışa hazırlık için yapılan kıymet takdiri ile aynı nitelikte olmadığı, alacaklının hapis hakkının “İşlemiş bir yıllık ve işlemekte olan altı aylık kira bedeli” ile sınırlı olduğu, bu sınırın aşılıp aşılmadığının tespiti için kıymet takdiri yapıldığını, bu bakımdan alacaklı tarafından taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildikten sonra icra müdürlüğünce satışa hazırlık için taşınırların kıymet takdirinin yapılması gerektiği, takipten sonra kıymet takdiri yapılmadığına göre borçlunun defterde belirtilen değerlerin hatalı olduğuna yönelik şikayetinin reddine ilişkin .............. İcra Hukuk Mahkemesi’nin kararı ile kıymet takdirinin kesinleştiğinin söylenemeyeceği, takip konusu taşınırların kıymet takdiri yapılmadığından İİK’nın 150/f maddesi uyarınca alacaklıya geçici rehin açığı belgesi verilmesi koşullarının oluşmadığı-
Alt kira ilişkisinin varlığı halinde kiraya verenin hapis hakkını kullanabilmesi için; asıl kiracının alt kiracıdan hapis hakkı kapsamına giren bir kira alacağının bulunması, kiraya verenin asıl kiracıdan bir kira parası alacağı olması ve asıl kiraya veren asıl kiracıdan olan kira alacağını ona karşı sahip olduğu hapis hakkı ile kısmen ya da tamamen alamamış olması gerektiği- Alt kiracının kendi kiraya vereni olan asıl kiracısına olan borcu miktarından fazla eşyası üzerinde hapis hakkı tesisi edilemeyeceği- Somut olayda; davalı asıl kiraya verenin fiilen hapis hakkı uygulayarak alacaklarına karşılık alt kiracı davacının bir kısım taşınır eşyalarına el koyduğu ancak Kanun'un aradığı şekil şartlarının gerçekleşmediği, sulh hakiminin veya icra müdürünün konuya ilişkin herhangi bir kararının bulunmadığı anlaşıldığından davacının, kendisine ait olduğunu ispat ettiği eşyaların aynen iadesini, mülkiyet hakkına dayalı olarak her üç davalıdan talep etmesinde ve söz konusu eşyaların haksız el konulması nedeniyle kullanılamaması neticesinde oluşan zararın tazmini talebini asıl kiraya verene yöneltmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Davalı üçüncü kişinin eşi ile borçlunun eşi aynı dönem milletvekili ve çalışma arkadaşı olup, taşınmazı satın aldıktan 4 ay gibi kısa bir süre sonra yine borçluların dünürü aynı zamanda komşusu olan bir başka kişiye, onun da daha sonra borçluların torunua sattığı uyuşmazlıkta, davalıların İİK 280/1 gereğince borçluların içinde bulundukları mali durumu bildikleri veya bilmeleri gereken şahıslardan olup olmadıklarının değerlendirilmesi gerektiği- Borçluların oğullarının kayınbiraderi, davalının oğlu ile aynı dönemde mülkiye müfettişi ve eşi ile faceebook arkadaşı olduğundan, İİK’nın 280/1. maddesi gereğince borçluların içinde bulundukları mali durumu bildiği veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Sıra cetvelinde, iki rehnin karşılaşması halinde önceki tarihli rehne öncelik verileceği- Araç sicilinde rehin hakkı kayıtlı olan davacının rehin sözleşmesi, davalının hapis hakkından önceki tarihli olduğundan, sıra cetveline itiraz davasının kabulü gerektiği-
Taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibinde alacaklının başvurusu ile icra müdürlüğünce aynı tarihte tamir amaçlı tersanede bulunan gemi üzerinde hapis hakkı uygulanması ve hapis hakkına istinaden geminin fiilen haczedilip hapis hakkı defterine kaydedilmesi ve bu konuda tutanak düzenlenerek borçluya ödeme emri tebliği üzerine, borçlunun, hapis hakkına yönelik şikayet veya itirazlarını icra dairesine yapabileceği- Borçlu hakkında hapis hakkının kullanılması suretiyle doğrudan taşınır rehininin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, takibin kesinleşmediği ve dosya kapsamında alınmış herhangi bir ihtiyati haciz kararı bulunmadan anılan gemi hakkında icra müdürlüğünce kesinleşme öncesi fiilen haciz tutanağı düzenlendiği görülmekle, "kesinleşme öncesi ihtiyati haciz kararı alınmadan haciz yapılmayacağı" gerekçesiyle geminin haczine ilişkin şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davacı üçüncü kişi vekilinin takibin taliki veya devamı için karar verilmek üzere dosyanın mahkemeye gönderilmesi talebinin reddi işleminin iptalini talep ettiği dilekçesinde alacaklı ve borçluyu taraf olarak göstermeyip hasımsız olarak davayı açması ve maktu harç yatırması halinde istemin şikayet olarak kabul edilmesi gerektiği- Dava konusu yapılan mahcuz mallara ilişkin istihkak davasının devamı sırasında mahcuzların ihale ile alacaklıya alacağına mahsuben satılmasının istihkak davasını konusuz bırakmayacağı ve onu satış bedeline dönüştüreceği-
Borçluya ödeme veya icra emri tebliğ edilmeden, hakkında esas takibe geçilmeden borçlunun hapis hakkına yönelik şikayetinin dinlenemeyeceği- Hapis hakkının teminat altına alınan alacaktan ayrı ve bağımsız olarak başlıbaşına yargılama konusu yapılamayacağı-
Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu- Davalı tarafın dayandığı kira sözleşmesinin her zaman düzenlenebilir nitelikte olduğu, üçüncü kişi olan davacı bakımından ispat vasıtası olmadığı, davalı kiralayan tarafından resmi mercilere sunulmamış olduğu, yani başka bir anlatımla davalının alacağının varlığını ve miktarını takipten önce düzenlenen belgelerle ve usulüne uygun diğer delillerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu; kira sözleşmesinde belirtilen çeklerin ödenip ödenmediği hususlarının tartışılmasına gerek bulunmadığı- Davanın kabulü halinde bu tür davalarda kıyasen uygulanan İİK. mad. 235/3 uyarınca sıra cetvelinde davalıya ayrılan satış bedelinin yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle davacıya tahsisine, artan para olması halinde davalıya verilmesine karar verilmesi gerektiği-
Kiralayan evvelce yapılması lazım gelen icrai takibi yapmadan haiz olduğu hapis hakkının muvakkaten muhafazası için icra dairesinin yardımını isteyebileceği, icra dairesinin üzerlerinde hapis hakkı bulunan eşyanın bir defterini yapacağı ve rehinleri paraya çevirme yoluyla takip talebinde bulunması için kiralayana on beş günü geçmemek üzere münasip bir mühlet vereceği-
Mahkemece, borçlunun borcu ödediğine ilişkin itirazını icra mahkemesinde İİK'nun 68. maddesi kapsamında belge ile ispat etmesi gerektiği, borçlu tarafından ödendiğine ilişkin belge sunulmayan ve alacaklı tarafından kabul edilmeyen fakat; alacaklı şirket kayıtlarında bulunan miktarın, hesaplamasının yapılması için, bilirkişiden ek rapor alınarak sonuca gidilmesinin gerekeceği-