Yargılama sırasında meydan gelen kanun değişikliği sonrasında dava konusunun, davacı tarafından talep edilebilmesi artık mümkün olmadığı- Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6102 s. TTK 133/2 gereğince artık alacaklıların limited şirketin feshini talep edemeyeceği, dolayısıyla usuli talep hakkı unsurunun bulunmaması nedeniyle davanın konusuz kaldığının gözetilmesi gerektiği- Asıl ve birleşen davada davacının dava açıldığı andaki mevzuata göre davasında haklı olup da dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü gereğince davada haksız çıkmış sayılamayacağı, bu nedenle doğrudan yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği, yargılama giderlerinden sorumluluğun HMK 331gereğince davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre belirleneceği ve yargılama giderlerine buna göre hükmedileceği- "Yargılama sırasında yapılan kanun değişikliğinin davanın hukuki sebebini (dayanağını) ortadan kaldıracağı, bu durumda davanın konusuz kaldığından bahsedilemeyeceği, davacının hak iddiasını sürdürebilecek durumda olduğu hâlde, yeni kanun ile bu hakkın kendisine verilmesinin mümkün olamaz hâle gelmesinden dolayı hukuki sebebi olmayan bir davada, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun gereğince davanın reddine karar verilmesi hâlinde ise, davacının haksız çıkmış sayılmayacağı, bu itibarla dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun gereğince davanın reddine karar verilmesi durumunda da, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilebileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
3. kişi şirkete gönderilen müzekkere içeriğinin, adeta icra müdürlüğünün şirket ortağının yerine geçtiğini belirtmekte olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 133. maddesine aykırı olduğu, bu nedenlerle şikayetin kabulüyle müzekkerenin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
TTK’nun 133. maddesine göre, sermaye şirketlerinde alacaklıların, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 09.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İİK’nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilecekleri- Haczin, istek üzerine, pay defterine işleneceği- Anonim şirketlerde, paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedileceği (İİK. m. 94/1 C.3), buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürünün, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmek zorunda olmadığı- İcra müdürünün, İİK’nun 94/l-3 hükmüne göre, anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebileceği-
Şirkete gönderilen müzekkere içeriğinin, adeta icra müdürlüğünün şirket ortağının yerine geçtiğini belirtmekte olup ilgili TTK. ve İİK. hükümlerine aykırı olduğu, bu nedenlerle şikayetin kısmen kabulü ile müzekkerenin yeniden düzenlenmesine karar verilmesi gerekeceği-
İcra dairesinin haciz bildirisini alan anonim şirketin, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorunda olduğu; çıplak pay haczinin, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, haciz bildirisinin anonim şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılacağı (İİK. 94/I)- Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan ve kıymetli evrak sayılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin haczi için ise fiilen el konulmasının zorunlu olduğu (İİK. 88)- Ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılmak suretiyle anonim şirket hisselerine haciz uygulanması üzerine, şirketlerin "hisse senetlerinin hamiline hisse senedi olarak düzenlendiği ve şirketler nezdinde borçlulara ait fiziken bir hisse senedi bulunmadığını" belirttiği ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün mahkemeye "şirketlerin tedavüle çıkan pay ile ilgili bir bilgi bulunmadığını" bildirildiği anlaşıldığından, bilirkişi aracılığıyla haciz müzekkeresinde adı geçen anonim şirketlerin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haczin yapıldığı tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak, İİK 94. ve 88. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi gerektiği-
Sermaye şirketlerinde alacaklıların, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından alabilecekleri gibi borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların,İİK.'nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini sağlayarak da alabilecekleri- Haczin, istek üzerine, pay defterine işleneceği- Alacaklıların, tüm ticaret şirketlerinde alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisini de haiz olduğu- Yeni TTK hükümleri uyarınca, sermaye şirketi olan limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel alacaklısının, 6762 s. TTK.nun 145. maddesinin aksine, ortağın ortaklık payının haczini ve paraya çevrilmesini isteme hakkına sahip olduğu- Limited şirketlerde pay senetleri birer ispat vasıtası niteliğinde olup, pay senedinin teslimi ile ortaklık hakkının devir ve temlik edilemeyeceği ve yine aynı nedenle bu haklar üzerine rehin ve haciz konulamayacağı- Pay senetlerinin kazanılması ile sermaye payının devralınmış olmayacağı- Esas sermaye payının devredilebilmesinin 6102 sayılı TTK.nun 595 ve 596. maddesi hükümleri şartlarında mümkün olduğu-
Limited şirketlerde kamu alacaklarından dolayı kanuni temsilcilerin sorumlu tutulabilmesi için, borcun öncelikle şirketten talep edilmesi gerektiği- Kamu alacakları bakımından her ortağın kendi payı oranında sorumlu olup, sadece payı haricinde ödediği kısım için diğer ortaklara rücu edebileceği-
11. HD. 05.04.2016 T. E: 2015/8158, K: 3674-
İflas idaresine şirketin feshini isteme yetkisi verilmiş ise de, ortaklardan birinin payının haczi halinde fesih bildirimi için icra müdürlüğüne bu yetki tanınmamış, haciz alacaklısına genel mahkemelerde şirketin feshi için dava açma yetkisi verildiği- Ortaklık payının doğrudan haczi mümkün olmayıp, sadece ortağın kar payı, masraf ve avans alacağı veya tasfiye halinde, tasfiye bakiyesine katılma hakkı haczedilebileceği- Sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, İcra ve İflas Kanunu'nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebileceği- Haczi kabil olan payın satışı için İİK 121/1 maddesi gereğince, yine TTK'nun limited şirket payının haczine ilişkin hükümlerine göre satışı yönünde yetki verilmesi gerektiği-
Sermaye şirketlerinde alacaklıların, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebileceği- Haczin, istek üzerine, pay defterine işleneceği- TTK'da yapılan bu değişiklik ile sermaye şirketi olan limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel alacaklısına, 6762 sayılı TTK'nun 145. maddesinin aksine, ortağın ortaklık payının haczini ve paraya çevrilmesini isteme hakkı tanıdığı, ancak bunların dışında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 133. maddesinde limited şirket ortağının şahsi borçları nedeniyle alacaklının limited şirketin fesih ve tasfiyesini isteme hakkı düzenlenmediği-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor