Çekte rehin cirosu yapılamayacağı ve çekin sadece tahsil veya temlik cirosuyla verilmesinin mümkün olduğu- Çekin üzerinde davalı banka tarafından yazılan “Bedeli teminat içindir.” ibaresinin bulunması durumunda çekte rehin cirosu olduğundan davalı bankanın bu çek yönünden meşru hamil kabul edilemeyeceği, davalı banka aleyhine açılan menfî tespit ve istirdat davalarının kabulü gerektiği- Dava konusu diğer çek, bankalararası takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya ibraz edilmiş olup, davalı şirketten temlik cirosu niteliğini taşıyan beyaz ciro ile ile çeki devralan davalı banka aynı zamanda muhatap banka durumunda olmadığından ve çek davalı banka tarafından ibraz edildiğinden, davalı bankanın yetkili hamil olduğunun kabulü gerektiği-
Temyiz harç ve masraf tamamlatılması hakkında muhtıra ile Yargıtay İlamı” içeren tebligatın davalının çalışanı olmadığını iddia ettiği kişiye tebliğ edilerek muhtıra gereğinin davalı vekilince yerine getirilmiş olması karşısında, davalı bankaya yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu sonucuna ulaşıldığı- Temyiz eden, harcını ödemiş olduğu temyiz dilekçesini, daha sonraki bir tarihte mahkemeye verirse, temyiz talebinin temyiz dilekçesinin mahkemeye verildiği tarihte yapılmış sayılacağı ve 15 günlük temyiz süresinin (HUMK 432) buna göre hesap edileceği- Davalı şirkete yöneltilen menfi tespit davasının geçersiz satış sözleşmesi nedeniyle satış bedeli olarak verilen çeklere rağmen aracın resmî devri yapılmadığından bedelsizlik nedeniyle kabul edilip kesinleştiği- Çek tevdi bordrolarında “teminat” ibaresine yer verilmiş olmasının rehin cirosu ile devrin ispatı için yeterli olmadığı- Bordrolarda çeklerin tahsil yetkisinin de davalı bankaya verilmiş olması karşısında, ayrıca TTK 689/2 uyarınca çekte rehin cirosunun bulunduğu def’înin şahsî def’î niteliğinde olduğu- Çeklerin devir bordroları olsa da, rehin amacıyla davalı bankalara devredildiği konusunda çeklerde bir açıklık bulunmamakta olup kambiyo senetlerinde temlik cirosuyla senede hamil olan davalı bankaların kötüniyeti kanıtlanmadığı sürece bedelsizlik iddiasının hamil bankalara karşı ileri sürülemeyeceği- "Çekte rehin cirosu geçersiz olup, geçersiz ciro ile hamil olan davalı bankanın yetkili hamil olduğunun söylenemeyeceği, yetkili-meşru hamil olmayan hamilin elindeki çeklere dayalı olarak keşideciden de çek bedelini talep edemeyeceği, bu cironun çek hamili davalıya çekten doğan bir hak vermeyeceği, bunun mutlak def’î olarak davacı keşideci tarafından hamile karşı ileri sürebileceği, ancak bu şekilde gizli rehin cirosuyla hamil olandan çek üzerindeki muntazam ciro silsilesine göre geçerli ciroyla iktisap eden bir başkası hamil olursa, rehin cirosu olduğunu bilmedikçe veya bu hususta ağır kusuru bulunmadıkça onun iktisabı geçerli olacağından, davalı bankanın inançlı-gizli rehin cirosuyla çeki iktisap eden olduğu ve menfi tespit isteminin kabulü gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davalı bankanın, yetkili hamil olduğunu birbirini takip eden geçerli ciro zinciri ile kanıtlayamadığından ciro zincirindeki kopukluktan önceki lehtar ve keşideciye başvurma hakkı bulunmadığı- Lehtarın cirosunun sahte olması nedeniyle birbirini takip eden geçerli ciro zinciri olmadığı için davalı bankanın "yetkili hamil" olduğunu, yani "kendisine çek üzerinde bulunan hakkın geçtiğini" ispat edemediğinden, ispat yükünün davacı keşidecide olduğunun düşünülemeyeceği- Davalı bankanın, çeklerdeki lehtarın cirosunun sahte olması nedeniyle çeklerdeki hakkın geçerli ve birbirine bağlı ciro zinciri ile hak sahibi olduğunu ispat edemediğinden ve keşideciye başvuru hakkı bulunmadığından menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği- "Dava konusu çeklerde davacı keşideci olup, davalının çeklere ciro yoluyla hamil olduğu, davacı keşidecinin kendi imzasını inkâr etmediği, ciro metnine göre ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı, lehdarın imzası sahte olsa bile imzaların istiklâli ilkesi karşısında bu durumun davacı keşideciyi sorumluluktan kurtarmayacağı, ancak çeklerin lehdarı olan şirket tarafından açılan çek iptali davası sonucunda uyuşmazlığa konu çeklerin iptaline karar verilmesi üzerine davacı keşideci tarafından çeklerin lehtarına iyiniyetli olarak ödeme yapıldığı, yapılan iyi niyetli ödeme nedeniyle davacı keşidecinin borçtan kurtulacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
E. yazılı veya belirli bir kimse lehine düzenlenen çekin, ciro ve teslim yolu ile devredilebileceği, çekin emre yazılı veya belirli bir kişi lehine düzenlenmesi halinde, ilk cironun lehtara ait olması gerekeceği, lehtarın cirosundan sonra senedi devralan hamillerin yetkili hamil olacakları-
Çekin bir takas odasına ibrazının, ödeme için ibraz yerine geçeceği- Çeki temlik cirosu ile devralan takip alacaklısı bankanın aynı zamanda muhatap banka durumunda olmadığı- Takip alacaklısı bankanın bankalar arası takas odaları aracılığıyla elektronik ortamda çeki muhatap bankaya ibraz ettiği ve çekin karşılığının bulunmaması nedeniyle altına muhatap bankaya vekaleten karşılıksız olduğuna ilişkin şerh yazarak işlemi tamamladığı- İbraz işlemini muhatap banka adına vekaleten yapan takip alacaklısı bankanın yetili hamil olduğu-
Lehtarın çek arkasındaki cirosundan sonra, A.Ş.'nin cirosunun üzerine “iptal” kaşesi vurulduğu ve banka tarafından ibraz işlemlerin yapıldığı görülmüş olup, bu durumda takip alacaklısı A.Ş.'nin yetkili hamil olmadığı anlaşılmakla, İİK.. mad. 170/a-2 gereğince bu hususun icra mahkemesince re’sen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerektiği- Takip dayanağı bonodaki imzanın borçluya ait olmadığı gerekçesiyle takibin durdurulması isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına aleyhe bozma yasağı nedeni ile bu hususun bozma nedeni yapılmadığı- İptal kararının yasal dayanağının İİK. mad. 170/a maddesi olması gerektiğinden ve bu maddede tazminat öngörülmediğinden, borçlu yararına tazminata ve para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, kararın bu yönden düzeltilerek onanması gerektiği-
Keşideci tarafından ''ciro olunmayacağı'' veya ''emre yazılı olmadığı'' gibi konacak kayıtlarla, poliçenin cirosunun yasaklanabileceği ve senedi nama yazılı hale getireceği- Bir ciranta tarafından konan kayıt ise sadece o cirantanin ciro ettiği şahıstan sonraki hamillere (senedi ciro ile alan) karşı sorumluluktan kurtaracağı- Ciro edilemez kaydı bulunan çekin kambiyo senedi niteliği etkilenmese de ciro yoluyla devri engelleceği ve sadece alacağın temliki yolu ile devredileceği-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senedin, teminat amacıyla verildiği, anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddialarının, borca itiraz niteliğinde olduğu- Borçlunun, bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu yönündeki iddiasını yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği-
Ciro edilemez kaydı bulunan çekin ancak alacağın temliki yolu ile devri olacağı- Çekin yüzünde bulunan ciro edilemez kaydı çekin kambiyo senedi niteliğini etkilemese de, senedin ciro yoluyla devrini engelleyeceği- Çekin arkasında yazılı olduğu ileri sürülen; “iş bu çek teminat çeki olup, cirolanamaz ve icra takibine konu edilemez” şeklindeki şerhin beyaz kimyasal bir madde ile kapatıldığı yönündeki iddianın doğruluğunun araştırılması gerektiği-
Borçlu keşideci tarafından dava dışı lehtar lehine keşide edildikleri, çekler, adı geçen lehtarın cirosu ile bankaya ciro edilmiş ise de, bu cironun çizildiği, bundan sonra çeklerin muhatap bankaya ibraz edildikleri, takip alacaklısının ciro silsilesi içerisinde yer almadığı ve dolayısıyla alacaklının her iki çek yönünden de yetkili hamil olmadığı anlaşıldığından, "alacaklının yetkili hamil olmadığı" gerekçesi ile İİK. mad. 170/a-2 gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-