Türk Medeni Kanunu’nun 173. maddesinden kaynaklanan davanın aile mahkemelerinde bakılmasının gerekeceği-
Boşanan kadının, boşandığı kocasının soy adını taşımasına izin verilmesi isteğine ilişkin davada , davacı, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğunu ve bunun kocaya zarar vermeyeceğini ispatlamak zorunda olduğundan husumetin, soyadı kullanılacak olan kocaya yöneltilmesi gerekeceği- Kocanın, duruşmada soyadını davacının kullanmasına onay vermiş olmasının, kendisini davanın “tarafı” haline getirmeyeceği-
Davanın Medeni Kanunun 27. ve Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi hüküm­lerine dayanan bir soy isim tashihi davası olmayıp kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmaya izin davası olduğu ve bu davada aile mahkemesinin görevli olacağı-
Davacı kadın evlenmeden önce dul olduğuna göre boşanma ile önceki dul kaldığı soyadını yeniden almasının asıl olduğu-
Boşanan kadının, kocasının soyadını taşımasına izin verilmesine ilişkin davanın, nüfus idaresine ve Cumhuriyet Savcılığına yöneltilmesinin doğru olmayacağı–
Evlenmekle birlikte fiilen karı koca olarak yaşamadan boşanan ve anatomik olarak bakire olan kadının nüfus sicilindeki medeni halinin bakire olarak düzeltilmesi dava edilemeyeceği–
Boşandığı kocasının soyadını kullanmasında -MK.nun 173’de öngö-rülen- yararının bulunduğunu ispat edemeyen davacının talebinin kabul edilemeyeceği–
Boşanan karısının, kendi soyadını kullanmasına beş yıl karşı çıkmayan kocanın, daha sonra bu konuda açacağı davanın dinlenmeyeceği–
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor