Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin somut uyuşmazlıkta- İmar düzenlemesi sırasında malikinin muvafakati ile yol, yeşil alan ve bunun gibi kamu hizmet ve tesislerine ayrılan alan için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı ve karşılığının da istenemeyeceğinin düşünülmemesi doğru olmadığı gibi; Anayasa Mahkemesinin 07.09.2021 tarihli ve 2017/22268 başvuru nolu kararı da dikkate alındığında davacıların kendi isteği ile yapılan işlemden elde ettiği menfaat de gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacılar murisinin hissesinin bulunduğu dava konusu taşınmaza ilişkin eldeki davada, dava konusu edilen taşınmazın özel parselasyona veya malikleri arasında fiili taksime konu edilip edilmediğinin tespiti ile özel parselasyon veya malikler arasında fiili taksim mevcut ise davacıların mirasbırakanının payının yol ya da yeşil alan gibi yerlere rastlayıp rastlamadığı hususunda bilirkişi heyeti eşliğinde keşif yapılmasının gerekip gerekmediği- Dava konusu taşınmazda 2981 sayılı Kanun’un 10/b maddesine göre kadastro tespiti değil, aynı Kanun’un 10/c maddesi uyarınca Belediye tarafından şuyulandırma işlemi yapıldığı ve bu idari işlem sırasında da düzenleme sahasında kalan taşınmazlardan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri vb. umumi hizmet alanlarında kullanılmak üzere düzenleme ortaklık payı (DOP) kesildiği- İmar düzenlemesi sırasında davacının miras bırakanının paydaşı olduğu taşınmaz DOP kesintisi haricinde “''2942 sayılı Yasanın 35. maddesine göre terkin” açıklamasıyla ayrıca kesinti yapılmış olmasının mülkiyet hakkına kamulaştırmasız el atma niteliğinde olduğu- Yapılan işlemin 2981 sayılı Kanun’un 10/c maddesi gereği idari işlem olduğu anlaşıldığına göre, dava konusu taşınmaz özel parselasyon veya malikler arasında fiili taksime konu edilip edilmediği hususunda keşif ve bilirkişi incelemesinin gerekmediği-
2981 sayılı Kanun’un 10/b maddesinde belirtilen kadastro tespiti sırasında özel parselasyon planında görülen veya hisseli satışlar sonucu fiilen oluşan yol, meydan, otopark, çocuk bahçesi, yeşil alan vs. hizmetlere ayrılan yerler ile bunlara ilişkin hisselerin bedelsiz olarak re’sen tapudan terkin edileceğine ilişkin hükmün somut olayda uygulanma yerinin bulunmadığına ve yapılan işlemin 2981 sayılı Kanun’un 10/c maddesi gereği idari işlem olduğu anlaşıldığına göre, dava konusu taşınmaz özel parselasyon veya malikler arasında fiili taksime konu edilip edilmediği hususunda keşif ve bilirkişi incelemesinin gerekmediği-
Kamulaştırma Kanununun 35. maddesi uyarınca, malikinin muvafakatiyle kamu hizmet ve tesisleri için ayrılan yerlere ilişkin eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı ve karşılığının da istenemeyeceği- Davalı idarenin kamu hizmetleri için ayrılan bölümü sonraki imar planı değişikliği ile imara açıp, 3. şahıslara satması durumunda, eski malikin, mülkiyet iddiasında bulunma hususunda yeni bir imkanının bulunmadığı-
Kamulaştırma Yasasının 35. maddesinde, imar mevzuatı gereğince düzenlemeye tabi tutulan parsellerden özel parselasyon sonunda malikinin muvafakati ile kamu hizmet ve tesislerine ait bulunan yerler için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı ve karşılığının istenemeyeceği herhangi bir koşula bağlı tutulmaksızın açık ve seçik bir şekilde öngörülmüş olduğu- 1988 yılında imar düzenlemesine bağlı olarak yapılan ifraz sırasında özel parselasyon sonucu malikin rızasıyla o tarihteki imar durumuna göre yola terk edilmiş bulunduğuna göre sonradan imar durumunun ve diğer koşulların değişmiş olduğu ileri sürülerek eski malik tarafından taşınmazın terk edilen bölümünün geri istenemeyeceği, yani, bu yerin sonradan yapılan imar düzenlemesi ile yol olmaktan çıkarılıp özel mülkiyete elverişli hale getirilmesinin eski malike bu yeri geri isteme hakkını kazandırmayacağı-