Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkin dava devam ederken davalı Kurumca sigortalılık tescili yapılmışsa da, Kurum tarafından davaya konu edilen talep dönemine ilişkin tescil işlemi yapılmadığı gözetildiğinde, davanın konusuz kalmadığı- İhtilaf konusu dönem yönünden davalı Kurumdan bilgi istenilerek konusuz kalma hususunun araştırılması, sonucun olumsuz olması hâlinde davanın esası hakkında irdeleme yapılması gerektiği- "İlk derece mahkemesince "davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına" ilişkin verilen karar, davacı vekilince istinaf edilmediğinden, kararın davacı yönünden kesinleştiği, ayrıca tarafların konusuz kalma hususuna yönelik istinaf ve temyiz itirazlarının bulunmadığı, bu nedenle direnme kararının onanması gerektiği" görüşünün ise HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair kararın istinaf incelemesinin bölge adliye mahkemeleri tarafından yapılmasının zorunlu olduğu-
Temyiz dilekçesinin kaydedildiği tarihte de temyiz yoluna başvurulmuş sayılacağı- Dayanak ilam katılma alacağından kaynaklandığından, yani meskeniyet şikayetine konu taşınmazın alımından kaynaklandığından, borçlunun haczedilmezlik iddiasında bulunamayacağı (İİK.82/1-12)-
Davacı-birleşen davalı vekili tarafından verilen dilekçeye ekli asıl istinaf dilekçesi olduğu belirtilen dilekçenin ............... tarihli elektronik imzalı olduğu anlaşılmış olup HMK m. 343 hükmü de dikkate alınarak bu dilekçenin (asıl istinaf dilekçesi olduğu bildirilen) sistem üzerinden gönderilerek UYAP sistemine kaydedilip kaydedilmediği belirlenip sisteme, üzerinde kayıtlı elektronik imza tarihinde gönderilip kaydedildiğinin tespit edilmesi durumunda istinaf incelemesinde değerlendirilmesi gerekeceği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen bozularak kaldırılması gerektiği-
COVİD-19 salgını sebebiyle 7226 Sayılı kanun geçici 1. madde ve 29/04/2020 tarih , 2480 Sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile tüm adli süreler 13/03/2020 tarihinden itibaren 15/06/2020 tarihine kadar durdurulduğundan davalı vekilinin 20/03/2020 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğunun kabulüyle bölge adliye mahkemesinin 23/03/2020 tarihli ek kararının bozularak kaldırılmasına karar vermek gerektiği-
COVİD-19 salgını sebebiyle ve Cumhurbaşkanı kararı ile tüm adli süreler durdurulduğundan davalı vekilinin temyiz talebinin süresinde olduğunun kabulü ile, bölge adliye mahkemesinin kararının bozularak kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği- Anlaşmalı boşanmaya karar verilirken, protokolün (anlaşma) tasdiki hükmü yanında, protokol hükümlerinin de hüküm fıkrasına geçirilmesi gerektiği-
İcra mahkemesince verilen kararın borçlu vekiline 18.04.2017 tarihli celsede tefhim edildiği, borçlu vekilinin süresi içinde, yani 19.04.2017 günü, usulüne uygun şekilde istinaf dilekçesini (süre tutum) verdiği, gerekçeli kararın 31.05.2017 tarihinde tebliğine rağmen gerekçeli istinaf dilekçesinin 13.06.2017 tarihinde süresinden sonra verildiği somut olayda bölge adliye mahkemesince yapılacak işin, istinaf dilekçesini reddetmeden, kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar vermesi gerektiği-İstinaf yoluyla incelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık denetimi yönünden; işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği- Bölge Adliye Mahkemesi'nce, süresinde istinaf (süre tutum) dilekçesi verildiği halde, incelenen ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık bulunmadığı da tespit edildiğinde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, usulden reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor