Asıl ve birleştirilen dava, Kamulaştırma Kanunu'nun 38. maddesi uyarınca tapu kaydının iptali ve davacı idare adına tescili istemine ilişkindir...
Kamulaştırma işlemine tabi tutulan taşınmazla ilgili olarak, idare tarafından malikin adresinin tespiti amacıyla tapu memurluğu ve vergi dairesi müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, gelen müzekkere cevaplarına istinaden bildirilen adrese noter kanalı ile kamulaştırma evrakının gönderildiği, ancak tebligatın bila tebliğ iade edildiği, bunun üzerine belediye başkanlığı, muhtarlık ve jandarma komutanlığına adres araştırması için müzekkereler yazıldığı, ancak malikin adresinin tespit edilemediğinden ilanen tebligat yoluna gidildiği anlaşılmakla, her iki tarihte yayınlanın gazete ilanlarında parsel numarası, taşınmazın yüzölçümü, m2 fiyatı, istimlak bedeli kısımlarının dava konusu ... parsel sayılı taşınmazı işaret ettiği, ayrıca gazete ilanlarında malikin ismi farklı yazılmış ise de, ilanda ismin yanında “... oğlu” ibaresinin bulunduğu, dosya içerisinde mevcut mirasçılık belgesi kararında da malikin babasının isminin olduğu görülmekle bu haliyle gazetede yapılan ilanen tebligatların usulüne uygun olduğu- "Gazete ilanlarından birinde parsel numarasının okunaklı olmadığı, iki gazete ilanında da malikin tam adı ve soyadının yazılmadığı, davacılara ya da murislerine usulüne uygun yapılmış bir kamulaştırma tebligatından ve tamamlanmış bir kamulaştırmadan söz edilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Kamulaştırmasız elatma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği düşünülerek karar verilmesi gerektiği, takip tarihinden talep tarihine kadar olan dönem için işleyecek faiz miktarının kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranı şeklinde hüküm tesisi isabetsiz olup mahkeme kararın açıklanan nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Kamulaştırmasız elatma nedeniyle müdahalenin men?i ve kal istemine ilişkin davada mahkemece; bozma kararına uyulduktan sonra kamuya ait yolların sonradan 3. kişi adına tapuya tescil edilse bile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı, taşınmaza 1953 yılında el atıldığından 5999 sayılı Kanunla 2942 sayılı Kanuna eklenen geçici 6. maddesinin uygulanamayacağı, 04.11.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 10.04.2003 gün ve 2012/112 Esas, 2003/33 Karar sayılı kararı ile iptal edilen 2942 sayılı Kanunun 38. maddesinde öngörülen 20 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu ve mülkiyetin davalı idareye geçtiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece dava konusu taşınmaza 1953 tarihinde el atıldığının kabulü halinde, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değil 221 sayılı yasanın uygulanması gerektiği, ancak; kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası, mülkiyetinin davacı tarafa ait olduğu tapu kaydı veya mahkeme kararı ile sabit olan taşınmazlar için açılabileceği, dava konusu taşınmazın senetsizden 14.02.1966 tarihinde kesinleşen kadastro tespiti ile önceki malik adına tescil edildiği anlaşıldığından, malikin dava açma hakkı bu tarihten itibaren doğduğundan 221 sayılı Yasanın uygulanma olanağı da bulunmadığı gerekçelerle bozulmuş olup mahkemenin direnme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline karşı tapu iptali ve tescil istemli dava-
Davacı Maliye Hazinesinin 2942 sayılı yasasının 38.maddesine dayanarak tapu iptali ve tescil davası açma imkanı kalmadığı-
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemi-
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil-
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil-
Kamulaştırma bedelinin artırılması ile kamulaştırması, el atma ilamlarında ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için, ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceği-