Davacının, dava dışı zarar gören ile imzaladığı "Harici Sulh, İbra, Feragat Ve Alacak, Dava Ve Dava Haklarının Temliki Sözleşmesi”ne istinaden eldeki rücuen tazminat davasını açma hakkını kazanıp kazanmadığı- Davacı şirket, davalılar ile müteselsilen sorumlu olduğu zarar için ödeme yapıp hak sahibi olan kazada zarar görenin alacak hakkını ve dava haklarını temlik sözleşmesi ile de devraldıktan sonra, zarardan müteselsilen sorumlu olan davalılardan ödediği bedelin rücuen tahsilini istemekte olup temlik sözleşmesi yapıp bu kişinin kazadan doğan tüm alacak hakları ile açılmış ve açılacak davalardaki tüm talep haklarını devralmış olduğundan, eBK’nın 162. maddesi hükmüne aykırı bir durum olmadığı gibi davalılar ile birlikte üçüncü kişinin zararından müteselsilen sorumlu olduğu için bu kişiye ödeme yapan davacı şirketin ödeme yapmakla diğer müteselsil sorumlulara rücu başvurusunda bulunma hakkını da kazanmış olduğu- "Davanın tazminat ödemesi olarak 10.000TL’lik bölümün müteselsil sorumlulara rücu kapsamında incelenmesi gerektiği hâlde mahkemece davanın tümünün alacağın temliki hükümlerine dayandırılmış olmasının doğru olmadığı, temlikin konusunun daha önce dava edilmiş ve bu sözleşmedeki ödeme ile konusuz kalan davadaki talep haklarını içereceği, zarar görenin açtığı ve birleştirilerek görülen davalardaki toplam maddi ve manevi tazminat talebinin 4.060TL, yapılan ödeme miktarının ise 10.000TL olduğu, davacının geçerli bir alacağın temliki bulunmadığı için bu miktarı talep edemeyeceği gibi, bedelin müteselsil sorumluluk hükümleriyle de talep edebilmesinin mümkün olmadığı zira davacının tazminat miktarının altında olmak üzere 10.000TL ödemek suretiyle zarar görenden tüm zararları karşılayan ibraname almış olup bu ibraname ile müteselsil sorumlu olarak borçtan kurtulmasının sonuçlarından diğer müteselsil sorumlular da yararlanacağı, bu yararlanmanın sonucu olarak zarar görenin müteselsil sorumlu davalılardan talep edebileceği bir tazminat bulunmadığından temlik edilebilir bir alacağın varlığından da söz edilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
3. HD. 27.09.2018 T. E: 2016/22610, K: 9152-
Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı olduğu ve bu durumda borçlunun, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebileceği- Davalının imzasını taşıyan bila tarihli ibraname ve temlikname başlıklı adi yazılı belgede, " Dava dışı Sigorta Aş'nin tarafımıza ödediği ...TL karşılığında Sigorta AŞ 'deki haklarımızdan tamamen feragat ettik ve onu mutlak surette ibra etik, .. Sigorta AŞ' nin sürücüsü ve işletenini ise ödenen tazminat miktarı kadar ibra ettik, üçüncü şahsılara karşı dava hakkımızda ... sigorta AŞ'ye temlik ettik" yazılı olup, davacıya, davadan önce; %37,5 sigortalı kusuru ve %54 maluliyet göre maluliyet tazminat ödendiği de anlaşıldığından,  davalı otobüs işleteni AŞ'nin sorumluluğunun TBK 165-168 kapsamında tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalının kullandığı aracın trafik sigortacısı ... Sigorta A.Ş’ne karşı 8.000 TL maddi tazminat talepli dava ikame edilmiş olup, yargılama devam ederken davalı sigorta şirketinin zarar bedelini 30.000 TL asıl alacak, 3.500 TL vekalet ücreti, 2.500 TL faiz, 750,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 36.750 TL olarak ödemesi üzerine davalı sigorta şirketinin ve sigortalı araç sürücüsünün bila tarihli düzenlenen ibraname ile ibra edilmekle davalı sigorta şirketinin tüm borçtan kurtulduğu anlaşılmakla bu ibranamede ve feragattan diğer müteselsil borçlu eldeki davanın davalısı araç sürücü ve aynı zamanda işleteninn yararlanması gerektiği-
Borçlu tarafından ileri sürülen "borcun zamanaşımına uğramış olduğu" iddiasının İİK. mad. 265 'te belirtilen itiraz sebeplerinden olmadığı-
  • kayıt gösteriliyor