Haciz yoluyla takiplerde sıra cetvelinin alacağın İİK 138 uyarınca satış tarihindeki ulaştığı miktar dikkate alınarak düzenleneceği- Satış tarihi itibari ile bedeli paylaşıma konu ipotekli taşınmazın ihale tarihindeki ana para, ferileri ve takip masraflarından oluşan toplam alacak miktarının belirlenmesi gerektiği- Kesinleşen önceki kararın sadece sıra cetvelinde yer alan alacaklı taraflar arasındaki sıraya ilişkin şikayete yönelik olduğu anlaşılmakla, bu kararın, taraflara ayrılan pay yönünden de sıra cetvelini kesinleştirdiği şeklinde yorumlanamayacağı-
Temlik eden şirketin davada taraf sıfatı kalmadığından kararı temiyizde de hukuki yararının bulunmadığı- Sıra cetveline ilişkin uyuşmazlıkta, alacağının bonoya dayalı olmasının, alacağın gerçek olduğunun kabulüne yeterli olmayacağı, davalı alacaklının, bononun düzenlenme nedenini açıklaması ve esas ilişkiyi kanıtlaması gerektiği- Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıda olduğundan, ispat yükünün yanılgılı olarak davacıya yüklenmesi ve aralarında doğrudan hukuki ve temel ilişki bulunmamasına rağmen, davacıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılması suretiyle hüküm kurulmasının hatalı olduğu- İtiraz edilen icra dosyasında alacaklı sıfatı, alacağı temlik alan kişide olduğundan, temlike edenin davaya asli müdahil olarak katılmasını gerektiren herhangi bir neden bulunmadığı, müdahilin, alacağını temlik ettiği kişinin yanında ona yardımcı olmak amacıyla fer'î müdahil olarak davaya katılmış olduğu-
İhale konusu aracın takyidat bilgisinde birden çok haciz bulunduğundan ve sat bedeli bütün alacaklıların alacağının karşılanmasına yetmediğinden İİK'nin 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılmasının zorunlu olduğu- Takip alacaklısının yediemin alacağının mı yoksa motorlu taşıtlar vergisinin mi öncelikle ödenmesi gereken bir alacak olduğu hususların ise sıra cetveli yapılmasından sonra tartışılabilecek hususlar olduğu-
Davacının kendi kusuru ile alacaklısı olan A.Ş’nin borcunu icra dosyasına ödediği ve anılan şirketin üçüncü kişiye olan borcunu da -6183 s. K. mad. 79 uyarınca- ödemek zorunda kaldığı, bu nedenle alacaklısı olan şirketin sebepsiz zenginleştiği, icra dosyasında, üzerine haciz konulan bir alacak veya paraya çevrilen menkul veya gayrimenkul bir mal bulunmadığı, sıra cetvelinin, üzerinde birden fazla haciz bulunan ve alacağın karşılanması için paraya çevrilen bedelin alacakları ödemeye yetmemesi durumunda düzenlenmesi gerektiği gözetildiğinde icra memuruna atfı kabil bir kusur bulunmadığı-
İlama dayalı alacakların ilama uygun şekilde hesaplanmasının icra memurunun görev alanına girdiği- Şikayet dilekçesinde yer alan ‘‘alacak miktarı da yanlış olup bunun da düzeltilmesi gerekir’’ şeklindeki soyut beyanın alacağın hesabının doğru yapılmadığına ilişkin olduğu, alacağın miktarına itiraz edilmediği anlaşıldığından, sıra cetveline ilişkin bu uyuşmazlığın icra mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Hem araç hem de taşınmaz için satış talebinde bulunularak satış avansı yatırılmasından sonra, araç satışı için harcama yapıldığı ve taşınmazı alacaklının, alacağına mahsuben satın alması nedeniyle taşınmaz satış masrafı gerekmediği, şikayetçi vekilinin talebi olmaksızın ve satıştan feragati bulunmaksızın bakiye avansın iade edildiği anlaşıldığından, bu durumun avansı başta yatıran şikayetçinin aleyhine yorumlanamayacağı, ayrıca şikayetçinin haczinin şikayet olunanın haczinden sonra kesinleştiği, ilk haczin şikayet olunanın haczi olduğu, şikayetçi haczinin şikayet olunanın haczine İİK'nın 100. maddesindeki iştirak şartları bulunmadığı ve buna göre şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Sıra cetvelinin ilk haczi koyan icra dairesince düzenleneceği-
Tebligat yapılmaması halinde sıra cetveline karşı şikayet süresi- Sıra cetveline yönelik şikayette; temlikname içeriğine göre, bankadan, şikayetçiye temlik edilecek bir alacağın kalmadığı anlaşıldığından, mahkemece, şikayetçinin temlik sözleşmesi içeriğine uygun olarak, temlik ivazını bankaya ödediğini, dolayısıyla ipotek hakkının kendisine geçtiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar vermesi gerekeceği-
Kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulmasının yasal kabul edilemeyeceği- Ödeme emrinin vergi borçlusu şirkete tebliğ edildiğine dair dosyaya bir belge sunulmadığı gibi, vergi borçlusu şirket ortağına gönderilen ödeme emrinin de sıra cetvelinin tanzim ve sıra cetveline itiraz davasının açılma tarihinden sonra olduğundan, icra dairesinin düzenlediği sıra cetvelinin hatalı olduğu-
Sıra cetvelinin şikayetçi vekiline tebliği ile ilgili tebliğ belgesinde, muhatabın tevziat saatinde işyerinde bulunmadığına ve aynı gün döneceğine ilişkin bir tespite yer verilmediği, tebligatın yapıldığı şahsın Tebligat Kanunu'nun 17 ve Yönetmeliğin 26. maddesindeki şahıslardan biri olup olmadığı hususlarında bir açıklamaya yer verilmediği veTebligat Kanunu'nun tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için düzenleme içeren 20. ve Yönetmeliğin 29. maddesinde aranan, anılan belirlemeye ilişkin bir açıklamaya da tebliğ belgesinde yer verilmediği anlaşıldığından, mahkemece, sıra cetvelinin şikayetçi vekiline tebliğinin usulsüz olduğu ve şikayetin beyan edilen tarihe göre yasal süresinde yapılmış olduğunun kabulü gerekeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor