İş kazasında ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma sebebiyle tazminat istemine ilişkin davada hangi hukuk kurallarının uygulanması gerektiği-
Yabancı bayraklı gemide kaptan olarak çalışan davacı tarafından alacağın TTK'nun 1320. maddesi kapsamında; gemi alacaklısı hakkı veren alacaklardan olduğu ve alacağının aynı Kanunun 1321’inci maddesi gereğince, kanuni rehin hakkı verdiği iddiasına dayalı olarak taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile başlatmış olduğu icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada; İİK'nun 67. maddesi uyarınca, davanın kısmen kabulü ile davalı tarafça yapılan itirazın kısmen kabulüne, 16.900 ABD Doları asıl alacak ve 62.08 ABD Doları faiz olmak üzere toplam 16.962,08 ABD Doları alacağın, asıl alacak bölümüne icra takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa uyarınca yürütülecek temerrüt faiziyle birlikte tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru TL karşılığının tahsili için takibin devamına, likit alacağa yönelik haksız itiraz nedeniyle davalı aleyhine %20 oranında hesaplanan 6.897,00TL icra inkar tazminatına karar verilmesinin yerinde olduğu-
D. İş Kanunu’na tabi ‘gemiadamı’ olarak hizmet (iş) sözleşmesi ile çalışan ve bu sözleşme uyarınca ödenmesi gereken işçi alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, taraflar arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözüm yerinin İş Mahkemesi olduğu, mahkemece işin esasına girilmesi gerektiği, hatalı değerlendirme ile görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle görevsizlik kararında direnilmesinin yerinde olmadığı-
Gemi alacağına dayalı taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe yönelik itirazın iptali istemi-
Kanuni rehin hakkı sağlayan “gemi alacağı”nın olması için TTK.nun 1320. maddesinde belirtilen alacak kalemlerinin, “geminin malikine, kiracısına, yöneticisine veya işletenine karşı doğması” gerekmekte olup, takipte asıl borçlu olarak gösterilen acentenin bu sıfatlardan hangisini haiz olduğunun varsa belgeleriyle birlikte gösterilmesi gerektiği- Gemi alacağının kaynağı olduğu iddia edilen liman hizmetleri, TTK.nun 105/1. maddesi uyarınca, TTK'nun 1320. maddesinde belirtilen kişi (ya da kişiler) ile acente arasında yapılan sözleşmeden kaynaklı ise, bu kişiye (yada kişilere) izafeten acente aleyhine takibe girişildiğinin belirtilmesi gerektiği- Acentenin TTK'nun 1320. maddesinde belirtilen sıfatlardan birini haiz olduğu (varsa belgeleriyle birlikte) gösterilmediği gibi, liman hizmetlerinin sağlanmasının, TTK'nun 1320. maddesinde belirtilen kişilerle yaptığı acentelik sözleşmesinin gereği olduğundan bahisle, acentenin doğrudan taraf olarak gösterilmesinin de mümkün olmadığı- “Kanuni rehin hakkı” kapsamında kaldığından bahisle yapılan “rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte”, asıl borçlu ile rehin konusu edilen şeyin malikinin 3. kişi olması halinde, zorunlu takip arkadaşlığı nedeniyle rehnedilen şeyin malikinin, takipte, birlikte ve doğru olarak gösterilmesi gerektiği- Mahkemece, kanuni rehin hakkı olduğu iddiasıyla başlatılan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, asıl borçlunun, TTK'nun 1320. maddesinde belirtilen sıfatlardan hangisini haiz olduğuna dair ibarenin yer almaması, dolayısıyla kanuni rehin hakkının asıl borçlusu olup olmadığının saptanamaması yanında, geminin maliki ya da ona izafe edilerek kişi ya da kişilere karşı takip başlatılmayarak, zorunlu takip arkadaşlığı ilkesine aykırı hareket edilmesi nedeniyle re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
11. HD. 19.04.2016 T. E: 2015/9062, K: 4337-
Davalının donatanı olduğu gemiye yakıt tedarikinden kaynaklı alacağın tahsili ve gemi üzerine kanuni rehin hakkı tesisi istemi-
Mahkemece, fatura kapsamında yer alan birkısım alacakların TTK 1320 maddesi gereğince gemi alacağı mahiyetinin bulunduğu, ancak net miktarın çıkartılması ve alacakların gemi mi yoksa deniz alacağı mı olduğu hususunun esas hakkında yapılacak yargılamada ile belirleneceği, bu alacakların gemi alacağı niteliğinde olması halinde TTK 1369/1-e maddesi kapsamında donatan değişse de yeni donatanın borçtan sorumlu olması ihtimalinin bulunduğu, ayrıca yeni donatan ile eski donatının adreslerinin aynı olması dikkate alındığında gemi satış işleminin muvaazalı da olabileceği, dosya kapsamı itibariyle yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu gerekçesi ile itirazın reddine karar verildiği ve bu kararın onandığı-
Hakimin, Türk kanunlar ihtilâfı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re’sen uygulayacağı, şikâyetçi vekili itirazını, şikâyet olunanın dayandığı belgenin, deniz ödüncü senedi niteliğinde olmadığı iddiasına dayandırmış olduğundan, mahkemece, anılan yasal düzenleme çerçevesinde inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, dayanak belgenin TTK. hükümleri uyarınca deniz ödüncü senedi sayılmayacağı ve rehin hakkı bahşetmeyeceği yönündeki raporun hükme esas alınması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Sıra cetveline itiraz davasında, gemi alacaklısı hakkının yasa gereği hacizli ve rehinli alacaklardan önce geleceği ve geminin satışı halinde de bu alacaklardan önce ödeneceği-