TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > - III. Tazminat > Madde 51 - 1. Belirlenmesi
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat çok olup hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminata takdir edilmesi gerektiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği- Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek boşanma dava tarihinden geçerli olmak ve boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar devam etmek üzere, kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesinin gerektiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına hükmolunan iştirak nafakasının az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada; hatır taşıması savunması yönünden tarafların kaza sırasında neden araçta olduğunun araştırılması ve hatır için taşınıp taşınmadığının tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesi gereği, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretin altında kalması durumunda AAÜT'nin 17. maddesi gereğince karar yılındaki maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Kadının "ev işleri ile düzenli ilgilenmediği" kusuru dışında yüklenen ve sabit görülen diğer kusurları karşılaştırıldığında, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde, sadakat yükümlülüğüne uymayan erkeğin ağır kusurlu, kadının ise daha az kusurlu olduğu- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
İtiraz Hakem Heyetince; davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek, dosyadaki raporları da irdelenmek suretiyle, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, Adli Tıp Kurumundan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından,kaza ile illiyet bağı kuran rapor alınıp, sonucuna göre, temyiz eden davalı lehine usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesi gereği, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretin altında kalması durumunda AAÜT'nin 17. maddesi gereğince karar yılındaki maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği- Hukuki ve maddi vakıalar karşısında; PMF 1931 Tablosu'na göre muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesi (davalı lehine olacak biçimde daha kısa ömür süresi belirlediği halde davacı vekilinin Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına itirazı bulunmadığından ), %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından da "progresif rant" formülü kullanılarak yapılan tazminat hesabına göre karar verilmesi gerekirken, İtiraz Hakem Heyetince davalı tarafın itirazı kabul edilerek TRH 2010 tablosu ve 1.8 teknik faiz kullanılarak yapılan hesaplamaya göre karar verilmesinin doğru görülmediği-
Davalı bankanın davacıların manevi tazminat talepleri yönünden azami poliçe limiti ile sorumlu olduğu, bozma kararından önce bir miktar ödeme yaptığı halde, yerel mahkemece, usuli kazanılmış haklar korunmak suretiyle davalı bankanın ödemede mükerrerlik olmamak şartıyla poliçe limiti ile sınırlı olarak manevi tazminattan sorumluluğuna ve poliçe limitinin tazminata oranı dahilinde yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçtan sorumlu tutulmasına karar verilmesinin gerektiği-
İtiraz Hakem Heyetince; davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek, dosyadaki raporları da irdelenmek suretiyle, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, ATK 3.İhtisas Kurulu'ndan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından, kaza ile illiyet bağı kuran rapor alınıp, sonucuna göre, temyiz eden davalı lehine usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesi gereği, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretin altında kalması durumunda AAÜT'nin 17. maddesi gereğince karar yılındaki maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-