HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU > 1 - Genel Hükümler > - Hâkimin Yasaklılığı, Reddi ve Hukuki Sorumluluğu > - Hâkimin Davaya Bakmaktan Yasaklılığı ve Reddi > Madde 41 - Ret talebinin geri çevrilmesi
Mahkemece kurulan hükmün gerekçe içermeden, hükümde delillerin tartışılmadan, kabul- ret nedenlerinin gösterilmeden ve celsede Mahkemece tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra, davacı vekili tarafından sözlü yargılama için süre verilmesi talep edildiği halde sözlü yargılama duruşması için başka bir gün tayin edilmeden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlu son celse öncesi mahkeme hakimini reddettiğinden, ret prosedürü usulüne uygun işletilmeden yargılamaya devam edilerek esasa ilişkin karar verilmesinin hatalı olduğu, borçlunun esas hükümle birlikte hakimin reddi hususunu istinaf talebinde belirtmesine rağmen bölge adliye mahkemesi’nce sadece ihalenin feshine ilişkin inceleme yapıldığı hakimin reddine ilişkin değerlendirme yapılmadığı bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmediği ve bunun da usul ve yasaya aykırı olduğu-
Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı yeniden yargılama yapılması ve silahların eşitliği prensibi uyarınca hak ihlalini ortadan kaldıracak kapsamda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine ilişkin olup bu yönlerden araştırma ve inceleme yapılmaksızın Anayasa Mahkemesi kararında yer alan hak ihlalinin sadece mahkeme kararının gerekçesine yönelik olduğu kabul edilerek gerekçenin genişletilmesi suretiyle karar verilmesi yerinde olmadığı-
Ret talebini HMK.'nin 42. maddesi gereğince "merci" tarafından incelenmediği, "reddedilen hâkim" tarafından kurulan ara kararla reddedildiği, ret edilen hâkimin davalı tarafça yapılan ret talebini, HMK.'nin 42. maddesinde belirtilen şekilde reddedip, disiplin para cezasına hükmetme yetkisi bulunmadığı- Reddi hâkim talebi üzerine hükmedilen para cezasının “disiplin para cezası” olduğu kanunda belirtilmesine rağmen mahkemece idari para cezasına hükmedilmiş olmasının da doğru olmadığı-
Karar düzeltme ilamında arsa sahibine ait bağımsız bölümlerden, iskan ruhsatı alınamayanlar varsa bunların iskan ruhsatının da kooperatifçe alınacağı belirtilmesine rağmen, bu işin arsa sahibine tevdi edilmesinin yerinde olmadığı- Bozma gereğince arsa sahibine ait yasal bölümlere, yapı kullanma izin belgesi alındıktan sonra 4. Blok dışındaki tüm bölümler üzerinde, sözleşmedeki paylaşım oranına göre taraflara ait olması gereken arsa payı ile bu paya isabet edecek bağımsız bölümlerin de tespiti suretiyle, iptal ve tescil kararı verilmesi gerekirken, ihtilafın özelliği gözden kaçırılarak pay tescili yoluyla sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Sözleşme konusu parselin bulunduğu bölgede davalı arsa sahiplerinin hiçbir dahli olmadan, belediyesince yapılan imar uygulaması sonucu, sözleşme konusu taşınmaz tümüyle arsa sahiplerinin elinden çıktığından, sözleşme konusu iş sonradan ortaya çıkan bu durum nedeniyle imkansız hale geldiğinden ve imkansızlığın oluşumunda arsa sahiplerine atfı kabil herhangi bir kusurun söz konusu olmadığından tanzimat istemi davasının reddedilmesi gerektiği-