Davacı taraf ile davalı arasında sulh olunup ve ibraname düzenlendiğinden mahkemece sulh sözleşmesi değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Tarafların sulh olmalarının davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olması sebebi ile HMK'nin 315. madde gereğince davanın esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesinin isabetli olduğu- Sulh halinde hükmedilecek harçların hesabı-
Artık değere katılma alacağı ve katkı payı alacağı isteğine ilişkin davada tarafların sulh oldukları görüldüğünden, sulh yapılan konular hakkında Mahkemece hüküm kurulması gerekirken dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı vekilinin sunduğu protokol başlıklı belge hususunda davacı şirket yetkilisinin isticvap davetine uymaması sebebi ile tarafların dava konusunda anlaştıkları, sulh olduklarının kabul edildiği ve davacı vekilinin vekalet ücreti ile ilgili talebi müvekkili ile kendisi arasındaki ilişki olduğundan taraflar arasında yapılan protokol kapsamında vekalet ücreti takdir edilemeyeceği gerekçesiyle HMK. mad. 315 gereğince davada karar verilmesine yer olmadığı, taraflar arasındaki anlaşma dikkate alınarak taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığı, yaptıkları masrafların taraflar üzerinde bırakılması yönünde verilen kararın isabetli olduğu-
Ticaret unvanı ve marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, ticaret unvanının terkini, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemi-
Karar kesinleşinceye kadar yapılan her türlü sulh anlaşmasının, mahkeme huzurunda yapılmış sulh olarak kabul edileceği, sulhun, ilgili bulunduğu davayı sona erdireceği ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, bu itibarla; taraflar arasında sulh sözleşmesi yapıldığı da gözetilerek, mahkemece HMK'nun 315. maddesi uyarınca işlem yapılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davanın tarafları arasında dava dışı taşınmazı da kapsayacak şekilde düzenlenen sulh protokolüne göre dava sonuçlandırılmış ise de, dava dışı taşınmazın 1/3 paylı maliklerinden biri davada taraf olmadığı gibi sulh protokolünü de imzalamadığından tarafların düzenlediği sulh protokolünün bu kişi açısından bağlayıcı olmadığı-
Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceğinden, mahkeme kararının alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesinden sonra, alacaklı ve borçlu taraf vekillerinin sundukları sulh dilekçesi gereğince bir karar verilmesi gerektiği-
HMK 315/1. maddesinde “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı- Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmüne yer verilmiş olup sulh davayı sona erdirip, kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı- Tarafların sulh sözleşmesine göre karar verilmesini istedikleri gözetilerek HMK'nin 315/1. maddesi gereğince sulh sözleşmesine göre karar verilmesi gerekirken, sulhun onaylanmasına karar verilmesi doğru olmayıp, sulh sözleşmesi doğrultusunda kararın bozulması gerektiği-