Mirasçı adına sulh hukuk mahkemesince yapılan başvuru, resmi defter tutulması talebi olmayıp, koruma önlemi olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan mal ve hakların tespitine ilişkin olup, yapılan istemin, TMK’nun 625. maddesi gereğince takip yapılamayacağı sonucunu doğurmayacağı-
Terekenin defterinin tutularak tespiti sonucunda, mirasçılar mirasın reddi veya kabulü konusunda karar verebileceklerinden, TMK'nın 625. maddesi gereğince resmi defter tutulması devam ettiği sürece, miras bırakanın borçları için icra takibi yapılamayacağı- Bu durumda takip, defter tutulması sona erip, mirasçılara tutulan defter gereğince mirası kabul veya reddetmeleri için TMK'nın 626 ve 627. maddeleri gereğince, verilecek bir aylık süre sonuna kadar erteleneceği- Bu hususun mirasçı borçlular tarafından İİK'nın 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayet konusu yapılabileceği- TMK’nın 617. maddesinin, madde başlığından da anlaşılacağı üzere mirasçıların kendi borçlarından dolayı kendi alacaklılarını zarar uğratmak kastı ile mirasın reddi halinde alacaklısına tanınan haklara ilişkin bir düzenleme olup, murisin borcu nedeniyle mirasçıların mirası reddi halinde murisin alacaklıları yönünden bir düzenleme içermediği-
Tereke defterinin tutularak tespiti sonucunda mirasçılar mirasın reddi veya kabulü konusunda karar verebileceklerinden, TMK'nin 625. maddesi gereğince resmi defter tutulması devam ettiği sürece miras bırakanın borçları için icra takibi yapılamayacağının düzenlenmiş olduğu- Borçluların bu husustaki başvurusunun şikayet niteliğinde olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz olarak ileri sürülebileceği-.
Terekenin resmi defterinin tutulması talebine ilişkin davada; mahkemece tereke mevcudunun araştırılmadığı, yasal zorunluluğa rağmen tereke defterinin tutulmadığı görülmekte olup; UYAP üzerinden alınan TAKBİS raporuna göre murisin adına kayıtlı 11 taşınmaz olduğu, o halde; mahkemece, tereke aktifinin tespiti amacıyla murisin ölüm tarihi olan 26.10.2014 itibariyle tapuda gayrimenkul kaydının, bankalarda mevduat hesabının ve trafik sicilinde araç kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, banka ve emniyet müdürlüklerine yazı yazılması, tespit edilen gayrimenkul ve araç için konusunda uzman bilirkişiler refakatiyle keşif yapılarak değerleri tespit edilerek tereke defterine kaydedilmesi gerektiği- Tereke defterinin tutulmasından sonra TMK’nun 626 vd. maddeleri uyarınca; beyanda bulunmak üzere mirasçıların beyanda bulunmaya çağrılması gerektiği, mahkemece kanunda belirtilen usullere uygun araştırma yapılıp tereke defteri tutulmadan ve mirasçıların tümüne yasada belirtilen süre içerisinde, mirasın tutulan defter gereğince kabul veya ret için beyana davet edilmeden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davacının defter tutulmasına dair isteğinin, mirası kabul veya redde esas olmak üzere "resmi defter tutma" değil, TMK. 589 ve devamı maddelerinde yer alan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkin olduğu, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebileceği-
Yasal mirasçı tarafından süresi içinde, usulünce terekenin resmi defterinin tutulması istendiği nazara alınarak Yasada ve Tüzükte belirlenen usul çerçevesinde terekenin aktif ve pasifinin belirlenerek , defterinin tutulması yönünde işlem yapılması gerekirken, davanın takip edilmediği gerekçesi ile önce dosyanın işlemden kaldırılması, üç aylık sürenin sonunda da açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektireceği-
Dava tutulan defter gereğince mirasın red ve kabulüne ilişkin olup, TMK'nın 619. maddesine uygun işlem icrası gerekeceği-
İstek terekenin defterinin tutulmasına ilişkin olmayıp tespite ilişkin olduğundan yanlış nitelendirme sonucu davanın reddedilemeyeceği-
Satış bedelinin dağıtımında, bulunan bu yüzde nispetler gözönünde tutularak, muhdesata isabet eden kısmın sadece muhdesat sahibine veya payları oranında sahiplerine, arza düşen kısmın da gene payları oranında tüm hissedarlara verilmesinin gerekeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor