Adi ortaklık takipte borçlu gösterilerek, adi ortaklığın borcu için adi ortaklığın başka bir takip dosyasındaki alacağının haczi maksadıyla haciz müzekkeresi gönderilmiş ise de Bölge Adliye Mahkemesince adi ortaklık yönünden takibin iptal edildiği, dolayısıyla adi ortaklık adına gönderilen haciz müzekkeresinin de iptali gerektiği, haciz müzekkeresinin taraf kısmına tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklık yazılmak suretiyle düzenlenen müzekkerenin şeklen de usulsüz olduğu-
Davalı limited şirket ile diğer davalı şirketlerin adreslerinin, ortaklık yapılarının, yönetim kurullarının ve temsilcilerinin aynı olmadığı anlaşıldığı gibi faaliyet alanlarının ve hisse devirlerinin de benzer olmadığı, davalı limited şirket ile diğer davalı şirketler arasında hukuki, fiili ve organik hiçbir bağın bulunmadığı, nitekim mahkemece makine mühendisi, muhasebe finansman öğretim üyesi ve malî müşavirden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda, davalı ile diğer davalı şirketlerin arasında dava konusu sözleşme ilişkisinin kurulduğu dönemi de kapsayan 2009-2017 yılları arasında cari hesap ilişkisinin bulunmadığı, davalı ile diğer davalı şirketlerin ortaklık yapılarında herhangi bir benzerlik olmadığı tespit edilmiş; davalı limited şirketin davacı alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötüniyetli işlemler yaptığının da somut verilerle ortaya konulup ispatlanmadığı-
Taşınmaz satış sözleşmesi gereğince teslim edilmeyen bağımsız bölümün rayiç bedelinin davalılardan tahsili istemi- Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapıldığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı ve davalı şirketlerin taşınmaz üzerinde yapılacak olan inşaatın müteahhitti oldukları ve bu nedenle de mal sahipleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladıkları, davalı şirketler arasında düzenlenen Adi Ortaklık Sözleşmesinde, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin gerekliliğinin ortaklar tarafından yerine getirileceği ve söz konusu dairelerin satış protokollerini her ortağın kendi tüzel kişiliği yetkileri dahilinde ayrıca tanzim edebileceği şeklinde düzenlemeye yer verildiği görüldüğünden davanın kabulü gerektiği-
Takibin kesinleşmesi üzerine şikayetçi üçüncü kişinin ve borçlunun maliki olduğu taşınmaz üzerine haciz konulduğu, taşınmazın adi ortaklık adına kayıtlı olmadığı anlaşıldığından, haciz konulan taşınmazın adi ortaklığa ait olduğundan bahsedilemeyeceği, o halde, İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiş olmasının yerinde olduğu-
Uyuşmazlık, taşınmaz satış sözleşmesi gereğince teslim edilmeyen bağımsız bölümün rayiç bedelinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir...
Somut olayda genel haciz yolu ile ilâmsız icra takibinde alacaklı takip talebinde borçlu olarak gösterilen adi ortaklık yanında davalı ...'in ismi de belirtilmiş olup diğer ortak olan ... ...'den de "ortağı" ifadesiyle bahsedildiği; davalı ... ... de her iki ödeme emrinin tebliğine itiraz ederek husumetin kendisine yöneltildiğini kabul ettiğinden tirazın iptali davasında da adi ortaklığın tüm ortaklarının yargılamaya katılımları sağlandığına göre husumetin adi ortaklığın her iki ortağına da yöneltildiği kabul edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Adi ortaklığı oluşturan şirketler aleyhine açılan davanın konusu para ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılmasının zorunlu olmadığı- Ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığından değil ihtiyari bir dava arkadaşlığından söz edilebileceği- Dava işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin olup konusu para olan davada adi ortaklar arasında zorunlu bir dava arkadaşlığı söz konusu olmadığından Mahkemece dava dışı adi ortağın davaya dahil edilmesinin ve bu Şirket aleyhine hüküm kurulmasının yerinde olmadığı- Davanın açıldığı tarih itibarıyla arabuluculuk dava şartı olup anılan Şirket bakımından arabuluculuk dava şartı da gerçekleşmediğinden şirketin davaya dahil edilmesi hatalı olduğu gibi arabuluculuk dava şartı mevcut olmadığı halde davanın esasına yönelik hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki sözleşmenin 3/b-son maddesi uyarınca davacının devrin ikmali bakımından, ödemeler tamamlandığında noterden bir istifa iradesinde bulunacağı, başkaca bir edim yükümlenmediği, taraflar arasındaki sözleşmenin anılan hükmünün son cümlesinin davacı lehine bir sorumsuzluk anlaşması niteliği taşıdığı, davalı gerçek kişinin sözleşmeyle yüklendiği devir bedelinin cüz'i bir kısmını ödedikten sonra bakiye bedeli ödemediği, davalının dava tarihine değin geçen süreç bakımından, sözleşme ile kararlaştırılan ifa sıralaması bakımından davacıdan kendi ediminin ifasını (noterden istifa beyanı) isteyemeyeceği, ortaklardan birinin tek taraflı fesih beyanı ile ortaklığın kendiliğinden sona ermeyeceği, davacının fesih ihtarnamesine verdiği cevap ile feshe karşı çıktığı, ortaklardan birinin açmış olduğu adi ortaklığın feshine dair bir dava bulunmadığı, bu durumda dava dışı şirketin yönetim kurulu başkanı ve hakim ortağı olan davalının, pay devri ve temlik sözleşmesinden kaynaklı borcunu ortadan kaldırmak adına sözleşmeyi tek taraflı feshetmek suretiyle, iyi niyet kurallarına aykırı olarak oluşturduğu fiili durumun hukuk düzeni tarafından korunamayacağı-
İcra takibinin tarafı olmayan 3. kişilerin, tarafı olmadıkları icra takibindeki hacizlerin kaldırılmasını şikayet yoluyla icra mahkemesinden isteyemeyecekleri-
Yükleniciden haricen satın alınan bağımsız bölümün tapu kaydının iptâli ve tescili, mümkün olmadığı taktirde taşınmaz için ödenen bedelin iadesi istemi- Dava dışı arsa sahipleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesini birlikte imzalayan davalı şirketlerin adi ortak oldukları ve ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu oldukları- Sözleşmelerin adi ortaklardan biri olan şirketin devamı niteliğinde olan bir diğer şirket ile davacılar arasında düzenlendiği, sözleşmenin feshine yönelik ihtar çekilmesi sonrası inşaat taşeronluğunun şirketin devamı niteliğinde olan bu şirketine verilmiş olması işlemleri dikkate alındığında tüm bu işlemlerin muvazaa yaratmak gayesiyle yapıldığı anlaşıldıından, hükmedilen bedelden adi ortakların müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği-
