Takibe dayanak 27.06.2013 tarihli ilam, imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin olup, 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Kanun kapsamında olmadığı; ayrıca 6487 sayılı Yasa'yla değişen, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 12. fıkrası da 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden uygulama imkanı kalmadığı- O halde, ilk derece mahkemesince, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetli olmadığı-
Takibe dayanak 01.4.2016 tarihli ilamın, imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin olup, 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Kanun kapsamında olmadığı, ayrıca 6487 sayılı Yasa'yla değişen, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 12. fıkrasının da 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden uygulama imkanı kalmadığı- O halde, ilk derece mahkemesince, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, istemin kabulü yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin yöntem itibariyle yasa hükümlerine uygun olduğu- Dosyada verilen hükmün güçlü delil niteliğinde olduğu durumlarda mahkemece söz konusu dosya getirtilerek dosyada belirlenen birim fiyatından ayrılma nedenleri yönünden bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Uzun süre programa alınmayan imar planının fiilen hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarenin, maliklerin taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkını belirsiz bir süre için kullanılamaz hale getirdiği, dolayısıyla maliklerin taşınmazdan mülkiyet hakkının özüne uygun şekilde yararlanma olanağının kalmadığı, taşınmaz maliklerinin mülkiyet hakkının hukuksal bir nedene dayanılmadan idarece engellendiğinin açık olduğu- Bir kişinin taşınmazına eylemli olarak el atıp, tamamen veya kısmen kullanılmasına engel olunması ile, imar uygulaması sonucu o kişinin mülkiyetinde olan taşınmaza hukuken kullanmaya engel sınırlamalar getirilmesi arasında sonucu itibari ile bir fark bulunmadığı, her ikisi de kişinin mülkiyet hakkının sınırlandırılması anlamında aynı sonucu doğurduğu, ayrıca bundan da öte; yıllarca programa alınmayan imar planının fiilen hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip bulunan kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığı için yeterli bulunduğu, dolayısıyla, kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu olarak, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacıların, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebilecekleri-
Üzerinde okul binası bulunan nizalı taşınmazın öncesinde Milli Eğitim Bakanlığınca kamulaştırıldığı, daha sonra yapılan imar uygulaması sonucu başka parsellerin dava konusu taşınmaza şuyulandırıldığı, davacının da yapılan bu imar uygulaması neticesinde taşınmaza malik olduğu, bu durumu takiben yapılan imar uygulamasının iptali için davalı Bakanlıkça dava açıldığı, İdare Mahkemesince imar uygulamasının iptaline karar verildiği, bu kararın da Danıştay ilgili dairesince onandığı anlaşılmakla; davacının şuyulandırma sonucu paydaş yapıldığı parselde paydaş olmaktan çıkartılıp çıkartılmadığı, geri dönüşüm işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı araştırılıp neticesine göre karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın bir kısmının yola giden alan olarak ayrıldığı, encümen kararı ile bu taşınmazın tekrar uygulama görerek 3194 sayılı yasanın 18.maddesi gereğince hisselendirildiği ve bu uygulama ile 2006 yılına kadar olan el atmanın ortadan kalktığı, davacılardan birinin açtığı iptal davası sonucunda dava konusu yola giden alan olarak ayrılan yerde yapılan değişikliklere ilişkin encümen kararının İdare Mahkemesince iptal edildiği, iptal kararı doğrultusunda geriye dönüş işlemine ilişkin parselasyon planının Büyükşehir Belediye Encümenince kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle yola giden alan olarak ayrılan yere geriye dönüş sağlanıp sağlanmadığı araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, Anayasa Mahkemesinin kararı ile; 6487 saylı Yasanın 21. Maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle Anayasanın 2 ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edildiğinden, Anayasa mahkemesinin iptali kararına göre 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin bendindeki maktu rakam ve kelimesinin çıkartılmasına, yerine nispi rakam ve kelimelerinin yazılmasına, hükmün böylece düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği -