Muris ile davalının müşterek olarak açtıkları hesapta aksi bir husus belirtilmemiş olması nedeniyle, davalının murisin ölüm tarihinden sonra ortak hesapta bulunan bedelin 1/2 oranınında kişisel tasarrufu yasaya aykırı olmadığı- Banka cevabından, davalının müşterek banka hesabından murisin ölümünden sonra 21.000,00TL bedeli çektiği anlaşıldığından dava konusu hesabın ortak hesap olduğu ve davalı hesapta bulunan bedeli payı tahsil etmiş olduğu, murisin hesaptaki ½ oranındaki payının ise davacı ve davalı tarafından miras payları oranında çekilmiş olduğu Halkbank’tan gelen cevaptan anlaşılmakla, davacının başkaca miras alacağı bulunmadığı görülmüş olup, davanın reddi gerektiği-
Yasal mirasçılar miras bırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlar arası karşılıksız kazandırmaları denkleştirmeyi sağlamak için terekeye vermekle birbirlerine karşı yükümlü olduğu- Mahkemece, 26.05.2014 tarihli hukukçu bilirkişi raporunda belirtildiği gibi denkleştirmeye konu 2.309.570,00 TL' den davacının hissesine 433.044,375 TL'nin isabet ettiği, davalı tarafından davacıya ödenen 210.000,00 TL, davacı vekilinin 13.06.2013 tarihli dilekçesiyle davalı tarafından yapılan ve belgelendirilen toplam 42.041,75 TL.'lik kabul edilen masraftan davacının hissesine düşen 7.882,83 TL. giderin mahsubundan sonra 215.192,545 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği-
Davacılar yasal mirasçı olduklarından ve mirasçılık sıfatlarına yönelik bir itiraz bulunmadığından 743 sayılı TKM. mad. 577(TMK. mad. 637)'de belirtilen hükümlerinin bu davada uygulanması mümkün olmadığı, mirasçıların üstün hak iddiası bulunmadığından davanın (adi) istihkak istemine ilişkin olduğu- M.A.E.'in kooperatife üye olduğu tarihten vefat tarihine kadar yaptığı ödemeler ile davalı (mirasçı) S.E.'in kooperatif üyeliğine kabul sebebi ve dayanakları ile kooperatife yaptığı ödemeler tespit edilerek kooperatif tarafından tahsis edilen villanın dava tarihindeki rayiç bedeline oranlanmak suretiyle terekeye iade edilmesi gereken tereke malı olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- 
Davacı tarafından murisine ait olduğu iddia edilen motosiklete davalıların haksız olarak el atıldığı ileri sürülerek miras hakkına dayanılarak açılan istihkak davalarında HMK' nın 2.maddesine göre görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu-
Mirasta istihkak ve mirasta denkleştirme nedenine dayalı alacak istemine ilişkin açılan davada, davacıların gösterdikleri tüm deliller birlikte değerlendirilerek 1.180.000.00 TL'nin muris tarafından davalı E.A.'a miras hissesine mahsuben verilip verilmediğinin tespit edilerek, miras hissesine mahsuben verildiğinin anlaşılması halinde terekeye iadesine karar verilmesi, miras hissesine mahsuben verildiğinin kanıtlanamaması halinde ise bu miktar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Muris ile davalının müşterek olarak açtıkları hesapta aksi bir husus belirtilmemiş olması nedeniyle, davalının murisin ölüm tarihinde ortak hesapta bulunan bedelin 1/2 oranınında kişisel tasarrufu yasaya aykırı olmayıp banka hesap dökümünden, davalının teselsüllü müşterek banka hesabından murisin sağlığında farklı tarihlerde tek imza ile toplam 46.000.00 TL bedeli çektiği anlaşıldığından, muris ile davalının ortak banka hesabının ilk açılış tarihinden dava açma tarihine kadar olan döneme ait tüm hesap hareketleri getirilerek davalının ortak hesaptan payını aşacak biçimde para çekip çekmediği hususu değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- 
Mirasçıların, murisin ayni haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini dolaysız kazanacağı- Mirasçılar arasında elbirliği hali devam ettiği sürece birbirlerine karşı adi istihkak davası açılmasına gerek bulunmadığı çünkü mirasçılar bu durumda paylaşım davası açarak paylarına düşecek değerlerin kendilerine verilmesini talep edebileceği- Tarafların mirasçılık sıfatları üzerinde bir uyuşmazlığın bulunmadığı hallerde, miras sebebiyle istihkak davasından söz edilemeyeceği-
Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin, bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini isteyebileceği-
Davadan el çekildikten sonra temyiz aşamasında feragat yetkisi bulunan davacı vekili tarafından davadan feragat edildiğine ve feragat hakkında karar verme yetkisi yerel mahkemeye ait bulunduğuna göre vaki feragat hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Miras hakkından kaynaklanan istihkak davasında, dava konusu taşınmaza ait kamulaştırma bedeli Mahkemece hüküm altına alınan miktar kadar olmayıp, mahkemece, kamulaştırma bedelinin kesinleşen miktarı belirlenerek miras hisseleri oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
2888 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden önce, son mirasçı olarak Hazine'ye intikal edip de, tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazların Yasa'da öngörülen istisnadan olması nedeniyle vakfına dönmelerine yasal olanak olmadığı, aktarılan bu düzenleme karşısında icareteyn ve mukataa kayıtları taviz vermek yoluyla terkin edilmemiş ve mülkiyeti öngörülen 10 yıllık sürenin sonunda (bu süre daha önce 4755 sayı ile 10 yıl daha uzatılmış ve 13.12.1955 tarihinde dolmuştur) kendiliğinden mutasarrıflarına geçen vakıf taşınmazların maliklerinin mirasçı bırakmadan ölmesi ve taşınmazı 2762 sayılı Yasanın 29. maddesini değiştiren 2888 sayılı Yasanın yayın tarihine kadar Hazine adına tescil edilmemiş olmaları koşuluyla mahlulen vakfına döneceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor