Davalının sebepsiz olarak müşterek konutu terk ettiği, evin giderlerine katılmadığı, eşinin tedavisiyle ilgilenmediği, bu suretle evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, TMK 166/1. maddesindeki boşanma sebebinin ispatlanmış olup, istek çerçevesinde yasada (TMK md. 171/1) gösterilen alt ve üst sınır arasında takdir edilecek bir süre ayrılığa karar verilmesi gerektiği-
Davacının, her aşamada davasını ayrılığa hasredebileceği-
Davacının daha önce açtığı boşanma davası sonucunda tarafların bir yıl süreyle ayrılıklarına karar verilmiş ve karar kesinleştikten 5 ay sonra bu dava açılmış olup, davacı, ayrılık süresi içinde barışıp biraraya geldiklerini belirterek, bu süre içinde meydana gelen olaylara dayanarak boşanma talep ettiğine göre, delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebileceği (altı aylık bir süre için ayrılık kararı verilemeyeceği)–
Ayrılık kararının kesinleştiği tarihten itibaren, yasal süre geçme- den boşanma davası açılamayacağı–
Ayrılık kararının hukuki sonuçlarının doğması için, öncelikle ayrı-lığın başlaması gerektiği, yenilik doğuran bir karar olan «ayrılık ka-rarı»nın hukuki sonuçlarının, kararın kesinleşmesi ile başlayacağı–
Hakkında ayrılık kararı verilen eşin, lehine hüküm verilen eşin boşanma önerisini reddetmesi halinde, ayrılık kararına dayanarak bo-şanma davası açamayacağı–
Ayrılık süresini takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğu–
Deneme amacı veya barışma şartlarını görüşüp kararlaştırmak için eşlerin bir evde kısa bir süre kalmalarının, yahut uzun süre ve fakat cinsel ilişkide bulunmadan bir evi birlikte paylaşmalarının, ayrılık kararını ortadan kaldıracak bir hareket (barışma) sayılamayacağı–