• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 171- Yürürlükteki Kanunun 139 uncu maddesini karşılamaktadır.

    Maddede ayrılık süresinin alt ve üst sınırı aynen korunmuştur. Ancak ayrılık süresinin işlemeye başladığı tarihe açıklık getirmek üzere, bu sürenin ayrılığa ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren işlemeye başladığı kabul edil-miştir.»



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe:

    ‘Madde 135- Madde yürürlükteki Kanunun 139. maddesi-ni karşılamaktadır. Yürürlükteki metin esas alınmakla beraber, ayrılık süresinin alt sınırı bir yıldan altı aya ve üst sınırı üçyıldan iki yıla indirilmiştir. Ayrıca sürenin işlemeğe başlayacağı tarih açıklamıştır.’:

    «II. Ayrılık süresi

    Madde 135- Ayrılığa altı aydan iki yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlar.»


  • 1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe:

    ‘1) Terim ve ifade : Terimler Anayasa’ya ve yukarıki maddelere uydurulmuş, ifade sadeleştirilmiştir.

    2) Biçim değişikliği : Bugün yürürlükte olan metinde 139 uncu madde üç cümleden ibaret bir tek fıkra halindedir. Bu cümleler ayrı ayrı kuralları kapsadığından her biri bağımsız fıkra ve böylece bu madde, üç fıkralık bir madde haline ko-nulmuştur.

    3) Hüküm değişikliği : Yasada (boşanma)’dan başka bir de (ayrılık) müessesesinin yer almasının İsviçre’deki sebebi, oranın katolik halkının dini inanışları dolayısıyla boşanmaya cevaz vermeyen bir düşünce taşımalarından dolayı bu halkı tatmin etmek için konulmuştur. Bu sebeple orada, yani bizim 139 uncu maddeyi karşılayan 147 nci maddede, ayrılık için bir süre konulmamıştır. Böylece süresiz ayrılık müessesesi İsviçre Medeni Kanununun özelliklerinden biridir.

    Türk kanun koyucusu böyle bir zorunluğu Türkiye bakı-mından kabul etmemiş olduğu için Medeni Kanun alınırken bu maddedeki ayrılık süresini (bir yıldan üç yıla kadar) olarak sınırlamıştır. Bununla birlikte memleketimizin sosyal ve iktisadi durumu göz önüne alınınca, kanuna sadece eşlerin barışma ve yeniden birleşmelerini sağlamak için ve sadece bu maksatla ve düşünme fırsatı vermek üzere konulmuş olan bu sürenin gerektiğinden uzun olduğu anlaşılır. Eşlerin yeniden birleşmek ve müşterek hayatı kurmak için düşünmelerini sağlamak üzere daha kısa bir süre yeter. Bu sebeple maddenin birinci fıkrası (altı aydan bir yıla kadar) olmak üzere değiştirilmiştir. Bu sürenin tamamen kaldırılması çok sakıncalıdır. Bazen asabiyete kapılarak ani ve fevri olarak boşanmak isteyen iyi niyetli ve vicdanlı karı kocalara, durumu tamir etmek için bir kolaylık olmak üzere bu ayrılık müessesesinin kanunda alıkonulması gerekli ve faydalıdır. Mahkeme kararında konulacak olan ayrılık süresinin hangi tarihten başlayacağı, herhangi bir tereddüte yer bırakmamak için, ayrıca açıklanmıştır.

    139 uncu maddenin 3 üncü fıkrasındaki (barışma) terimi yerine, 138 inci maddenin gerekçesinde belirtilen sebepler dolayısıyla (yeniden birleşme) kelimeleri konulmuştur.’:

    «II. Ayrılık süresi.

    Madde 139- Ayrılığa altı aydan bir yıla kadar bir süre için karar verilir; bu süre ayrılık kararının kesinleşmesinden itiba-ren işlemeye başlar.

    Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer.

    Eşler yeniden birleşmemişlerse, her biri bu ayrılığa daya-narak boşanma davası açabilir.»