Taraflar arasında düzenlenen protokolde taraflar alacak miktarı ve davalının ödemesi gereken tahsil harcı konusunda anlaşmış olduklarından ve vekalet ücreti protokol dışı kaldığından vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı- Tahsil harcı konusunda davalının ödemesi gereken miktar belirlenmiş olduğundan bu miktarın dışında kalan tahsil harcının davacı üzerinde kalması gerektiği-
Konusuz kalan davada, davacının "davaya konu olan senetleri bildiği ve dava dışı kayınbiraderi tarafından kendi adına bu senetlere imza atılmasına rızası olduğunu" beyan etmesi karşısında, HMK. mad. 329 ve 331 hükümleri gözetilerek, davacının iyiniyetli olduğundan söz edilemeyeceğinden davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Temyiz talebinin kötü niyetle yapıldığı anlaşılırsa Yargıtayca 329 uncu madde hükümlerinin uygulanacağı- Kötü niyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan taraf, bundan başka beş yüz Türk Lirasından beş bin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası ile mahkum edilebileceği- Bu hallere vekil sebebiyet vermiş ise disiplin para cezasının vekil hakkında uygulanacağı-
Kural olarak, davada haklı çıkan taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise, vekâlet ücretinin diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verileceği, her iki tarafın kısmen haklı kısmen haksız çıkması durumunda, her iki tarafın ayrı ayrı vekâlet ücretinden sorumlu tutulacağı, vekâlet ücretinin kabul edilen miktara göre davacı yararına, reddedilen miktara göre ise davalı yararına hüküm altına alınacağı, bu konuya ilişkin olarak, gerek yasal, gerekse hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen ret/tümden ret edilmesi halinde davalı yararına vekâlet ücreti takdir edilip edilmeyeceğinin önem kazandığı-
Kıdem ve ihbar tazminatı hesaplamasına esas ücret belirlenirken davacı işçiye sağlanan sosyal hakların parasal karşılığının da çıplak ücrete eklenmesi gerektiği- Davacıya sağlanan yol ve yemek sosyal haklarının gerekirse ilgili Ticaret ve Sanayi Odasına sorulmak suretiyle parasal karşılığı tespit edilerek tazminata esas ücret eklenmek suretiyle hesaplama yapılıp, davacının yapmış olduğu ödemeler mahsup edilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Fazla mesai ücreti gece çalışması gibi istisnalar hariç haftalık 45 saati aşan çalışmalar için söz konusu olup, fazla mesai süresinin haftalık çalışma süresi üzerinden hesaplanması gerektiği, günlük çalışma süresi üzerinden hesaplama yapılamayacağı- Tanık beyanlarına göre gece ve gündüz olmak üzere işyerinde vardiyalı çalışma yapıldığı anlaşıldığından, gece vardiyasında günlük 7,5 saati aşan çalışmaların fazla mesai hesaplamasında dikkate alınmamasının hatalı olduğu- Davacının işyerine ulaşım için yolda geçirdiği sürelerin çalışma süresi içerisinde değerlendirilemeyeceği- Günlük çalışma süresi hesaplanırken davacı işçinin fiilen çalıştığı sürelerin dikkate alınacağı- Davacı tanıkları işyerinde 07.00-18.00 saatleri arasında günlük 11 saat çalışıldığını, gece vardiyasında da yine 11 saat çalışıldığını beyan etmiş olduğundan, hesaplamaların bu saatler üzerinden yapılması gerektiği- Davalı tarafından fazla mesailere karşılık yapılan ödemelerin ait olduğu ayların hesaplamada dışlanmak yerine yapılan hesaplamadan mahsubunun da hatalı olduğu- Dosyada bulunan izin belgelerinin hesaplamalarda dikkate alınmamasının hatalı olduğu- Gerekirse tanıklar yeniden dinlenmek suretiyle davacının vardiya sistemi belirlenerek davacı tanık beyanlarında belirtilen saatler üzerinden, gece vardiyasında çalışılan dönemler de belirlenip, gündüz vardiyası için haftalık çalışma süresi, gece vardiyası için ise günlük 7,5 saati aşan çalışma süresi hesaplanarak yapılan fazla mesailer belirlendikten sonra, dosyada bulunan izin belgelerinin ait olduğu dönemler ile davalı tarafından yapılan fazla mesai ödemelerinin ait olduğu aylar hesaplamalardan dışlanmak suretiyle çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Dosyaya "Pazar izinlerine mahsuben" açıklamalı izin talep formları sunulmuş olup bu formlardan davalı işyerinde hafta tatili izinlerinin toplu kullandırıldığı anlaşıldığından, bilirkişi raporunda bu izin belgelerinin dikkate alındığı belirtilmiş ise de ne şekilde dikkate alındığı denetime elverişli şekilde gösterilmediğinden ve diğer hastalık, mazeret gibi diğer izin belgelerinin de dikkate alınması gerektiğinden, mahkemece, tüm izin belgelerinin dökümü yapılarak davacının çalıştığı hafta tatilleri belirlenerek izin belgeleri ve tanık anlatımları da dikkate alınması, bordrolarda hafta tatili mesai adı altında yapılan zamlı ödemeler varsa bu aylar da hesaplamada dışlanarak çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT. mad. 13/1 gereği değeri parayla ölçülebilen davalarda hükmedilecek avukatlık ücretinin kabul ve reddedilen miktarı geçmemek koşuluyla aynı Tarifenin İkinci Kısmında belirlenen maktu ücretlerin altında kalmamak üzere nispi olarak hesaplanacağı düzenlendiği-
Davacının hiçbir hakkı olmadığı halde dava açtığı ve aleyhine disiplin cezası hükmedilen vekilin buna sebebiyet verdiği dosya kapsamı itibariyle sabit olmayıp, dava, davacının hamil olduğu ve hamilken kayıp ettiğini ispat edemediği gerekçesiyle reddedilmiş olmakla HMK 329/2 maddesindeki disiplin para cezasına hükmetme şartları oluşmadığından disiplin para cezasına hükmedilmemesi gerekeceği-
Mahkemece davacının talebine uygun olarak ihale feshedildiğine göre, işbu kararı temyiz etmekte davacının hukuki yararı bulunmadığı gibi temyiz talebinin de kötüniyetle yapıldığı anlaşıldığından HMK.nun 368. maddesi yollamasıyla aynı yasanın 329. maddesi uyarınca kararı temyiz eden davacı vekilinin takdiren 2.500,00 TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekeceği-