Tarım Bağ-Kurluluğun kanıtlanması yönünde zirai kuruluşların kayıtlarının karine olarak kabul edildiği- Davacı adına üzerinde Maliye Bakanlığı’nın mührü bulunan üç adet müstahsil makbuzunun bulunduğu, davacının ziraat odasına kayıtlı olduğu, tarla vasfında taşınmazlarının bulunduğu ve yapılan kolluk araştırmasında tarımsal faaliyetine ara vermeden devam ettiğinin belirtildiği görülmekle, davacının prim ödeme şeklinin 2926 s. Kanunun 36. maddesine uygun olarak yapıldığı, dava dışı özel kuruluşlara teslim edilen ürün bedellerinden tevkifat yolu ile yapılan prim kesintisinin Kuruma intikalinin takip görevinin Kurumun müfettişlerinin ve denetim memurlarının görevinde kaldığı, davacının teslim ettiği ürünlerden kesilen Bağ-Kur priminin Kuruma intikal edip etmemesinin davacının sorumluluğu kapsamında olmadığı, Maliye Bakanlığının mührünün bulunduğu söz konusu müstahsil makbuzlarının Maliye Bakanlığı ile anlaşmalı matbaalarda basıldığını ve bir nevi fatura niteliğinin olduğu, herhangi bir sahtecilik iddiasının olmadığı, bu nedenle geçerli bir prim kesintisinin bulunduğu ve davacıya sigortalılık hakkı kazandırması gerektiği-
Davacının yaşlılık aylığından yapılan sosyal güvenlik destek primi kesintilerine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile kesintilerin yasal faizi ile iadesi istenen davada, sosyal güvenlik destek primi borcunun kapsamının belirlenmesinde, 5510 sayılı Kanunun 9. maddesi hükmü doğrultusunda, davacının ortağı olduğu limited şirketin ticaret sicil kayıtlarının ve giderek davacının şirketteki ortaklık dönemlerinin esas alınması gerektiği-
Sosyal güvenlik hukukuna ilişkin düzenlemelerin kamusal niteliği gereği, sigortalı lehine yapılan değişikliğin geçmişe yönelik uygulanması gereği kabul edilmişse de, 1479 sayılı Yasa'nın ek 20. maddesinde yapılan değişikliklerin, Kurumun sosyal güvenlik destek primi alacağına ilişkin bulunması itibari ile, anılan maddelerin yürürlüğe girdikleri tarihten sonra bağlanmış veya bağlanacak yaşlılık aylıkları yönünde uygulanması gerektiği- 5510 sayılı Yasa'nın 9. maddesi sigortalılığın sona ermesi hallerini düzenlemiş olup, buna göre, davacının, şirket ortaklığının terkinine karar verildiği tarihine kadar maaşından sosyal güvenlik destek primi kesilmesinin yasal olduğu-
Yaşlılık aylığından yapılan sosyal güvenlik destek prim kesintisinin iptali ile kesilen miktarın yasal faizi ile birlikte geri ödenmesi istemine ilişkin davada, davacının zorunlu 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılığının limited şirket ortaklığına istinaden devam etmesi nedeniyle, şirketin ticaret sicil kaydının 07.02.2014 tarihinde res’en terkin olunduğu tarihe kadar yaşlılık aylığından SGDP kesilmesine ilişkin Kurum işlemine geçerlilik tanıyarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Almakta olduğu yaşlılık aylığından kesilen sosyal güvenlik destek priminin iptaliyle, yapılan kesintilerinin faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkin davada, davacının limited şirket ortağı olarak sigortalılığının devam ettiği anlaşıldığından, yaşlılık aylığından sosyal güvenlik destek primi kesilmesinin yasal olduğu-
5510 sayılı Kanun kapsamında tarımsal faaliyete dayalı sigortalılığın tespiti istemine ilişkin davada, , davacının tarımsal faaliyetinin kesintisiz sürüp sürmediğinin tespiti için mahkemece araştırılacak hususular-
Davacının çakışan dönemlerde 506 sayılı Kanuna tabi sigortalı olduğunun tespiti ile yaşlılık aylığı tahsisi talebine ilişkin davada; ihtilaf konusu olan 14.03.1995-30.03.1995 döneminde, davacının hangi tarihler arasında limited şirket olduğu, hisse devrinin bulunup bulunmadığı araştırılarak, çakışan dönemde, 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olarak kabul edilmesi gereken süre, kuşku ve duraksamaya neden olmayacak şekilde belirlenmeli, 13.06.2007-27.03.2008 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılığın dayanağı olan limited şirket ortaklığının bulunmadığı ve bu dönemdeki 506 sayılı Kanuna tabi sigortalılığın geçerli olduğu kabul edilmeli, 27.03.2008-19.11.2008 tarihleri arasındaki dönemde 506 sayılı Kanuna tabi çalışmaların bildirildiği işverenin davacının ortağı olduğu limited şirket olduğu, davacının kendi işini yapan kişi konumunda olduğu ve çalışmasının hizmet akdine değil vekalet akdine dayalı olduğu, bu itibarla anılan dönemde 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olamayacağı gözetilmeli, 19.11.2008-28.02.2011 tarihleri arasındaki dönem yönünden ise ,davacının hangi tarihler arasında limited şirket ortağı olduğu, hisse devrinin bulunup bulunmadığı ve bu konuda ortaklar kurulunca karar verildiği tarih araştırılarak, şirketin tasfiye sürecine girdiğinin anlaşılması halinde, tasfiyenin hangi tarihte başlayıp sona erdiği, 5510 sayılı Yasanın 9.maddesindeki yasal düzenleme kapsamında davacının kuruma başvurusunun bulunup bulunmadığı belirlenerek, çakışan dönemde, 5510 sayılı Yasanın 4/1-a ve b maddelerine göre sigortalı olarak kabul edilmesi gereken süre, kuşku ve duraksamaya neden olmayacak şekilde belirleneceği-
  • kayıt gösteriliyor