Davalının hesaplarının ortak hesap olup olmadığı, tarafların tek başına işlem yapıp yapamadıkları hususlarının da araştırılması, tek başlarına işlem yapamıyorlar ise banka hesaplarında tasarruf yetkisinin sınırlanmasında gereklilik bulunup bulunmadığı hususları da dikkate alınarak ve yine ölçülülük ilkesine uygun şekilde dava konusu edilen mal varlığı değerleri ile ilgili sınırlanma yapılması gerektiği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda; davacı vekilinin duruşmada alınan beyanının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 176 ve devamı maddelerinde yazılı ıslah koşullarını taşıyıp taşımadığı hakkında - buradan varılacak sonuca göre, TMK’nın 199. maddesi uyarınca davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına karar verilip verilemeyeceği -
TMK' nun 199. maddesinde düzenlenen, eşlerden birinin tasarruf yetkisinin sınırlandırılması, "Evlilik birliğinin korunması" önlemlerinden olup, sınırlandırma şartlarının varlığı halinde evlilik birliği devam ediyorsa başvurulacağı; evlilik birliğinin sona ermesi durumunda bu hükmün artık uygulanamayacağı-
Tedbir nafakası, aile konutu şerhi ve tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını taleplerinin hepsinin ayrı ayrı peşin harca tabi olduğu-
Aile Mahkemesi hakiminin -TMK. 169.maddesine göre- boşanma davasının devamı süresince veya ayrılık davası açılması halinde ayrılık davasının devamı süresince eşlerin barınmasına, geçinmine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri alacak ve bu konularda istek bulunmamasına gerek olmadan kendiliğinden ne gibi önlemler alınması gerektiğini takdir edeceği, boşanma davası içinde hükmedilen tedbir nafakasının boşanma ile ilgili hükmün kesinleşmesi ile ortadan kalkacağı-TMK 197.md. gereğince nafakaya hükmolunması için davacının ayrı yaşamakta haklı olduğunu kanıtlaması gerekeceği-
Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hakimin, belirleyeceği mal varlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebileceği-
Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hakimin, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebileceği-
Ergin olmadan önce tayin edilmiş olan tedbir nafakasının ergin olduktan sonra kaldırılmamış olmasının, çocuğun ergin olmasından sonraki annenin "nafakanın artırımı" isteğini haklı göstermeyeceği ve anneye bu hakkı vermeyeceği- Hakimin, koşullarının varlığı halinde ancak belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili eşin tasarruflarının, diğer eşin rızasıyla yapılabileceğine karar verebileceği-
Taraflar arasındaki "boşanma" ve "velayet, nafaka ve tasarruf yetkisinin kısıtlanması" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesinde, tasarruf yetkisinin sınırlandırılması talebi yönünden alınması gerekli maktu nitelikteki peşin harç alınmamış olduğundan, peşin maktu harcın usulünce davacıya tamamlattırılması ve daha sonra işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Tedbire başvurulabilmesi için ailenin ekonomik varlığının tehlikeye düşürülmesi yönünde riskin varlığının yeterli olduğu, bu nedenle dava konusu taşınmazla ilgili davacı ile ayrı yaşayan ve başka bir kadınla ilişkisi olan davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılması gerekeceği-