Somut olayda her ne kadar, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu taşınmazın yol olarak terkin edildiğinin belirlendiği, yapılan protokol uyarınca tarafların akaryakıt istasyonu olarak faaliyet gösterilen alanda LPG istasyonu ruhsatı almak için anlaştıkları, anlaşma uyarınca dava konusu taşınmazın terkininin yapıldığı, istasyon ruhsatı için herhangi bir işlemin yapılmadığı yola terk edilen alanın hazine tarafından tasarruf edileceğinin anlaşıldığı gerekçesi ile davalı Hazine yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de çekişme konusu 32 nolu parselle ilgili işlemlerin Belediye tarafından alınan Encümen kararı ile yapıldığı ve tapu kütük sayfasının kapatıldığı anlaşılmakla davalı ... ve Hazine’ye husumet yöneltilmesinin doğru olmadığı-
Davacı, evlenmeleri sırasında davalıya hediye olarak takılan ziynetlerin iadesini talep ettiği davada, taraflar arasında görülen boşanma davasının yargılaması sonucunda, davacının yargılama sırasında vefat ettiği, mirasçılarının devam ettiği davada ise mahkemece davalının evlilik birliği içerisinde kusurlu davrandığına yönelik delil bulunmadığından, talebin reddine ilişkin verilen kararın kesinleştiği anlaşıldığından, davalının evlilik birliği içerinde kusurlu davranışının olmadığı mahkeme kararı ile kesinleşmiş bulunmakla bağıştan rücu şartlarının oluşmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Bağıştan dönmenin (rücu) bağışlayanın tek taraflı bağışlanana varması gerekli beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir hak olduğu, bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayanın bağıştan dönme (rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebileceği, bağıştan dönmenin (rücu) 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 295. (818 s. Borçlar Kanununun 244.) maddesinde aynen; “Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir." şeklinde düzenlendiği-
Davalı ile evli iken onun ısrarları sonucu evlilik birliğini sürdürebilmek amacıyla dava konusu 2608 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını 07.12.1993 tarihinde, ½ payını 31.01.1994 tarihinde bağış suretiyle davalıya devrettiğini, sonradan geçinemeyerek boşandıklarını, bağıştan beklenen amacın gerçekleşmediğini ileri sürerek bağıştan rücu sebebiyle tapu iptali ve tescile-
675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 16/1 maddesinde “20/07/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanaları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17.08.2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15.08.2016 tarihli ve 670 Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verilir, bu kararların duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara re'sen tebliğ edilir, tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır” hükmüyle “Dava ve takip usulü”nün belirlendiği-
Davalı vakıf hakkındaki Bağıştan rücu isteğine ilişkin davanın 17.08.2016 tarihinden önce açılmış olması nedeniyle, mahkemece, 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 5. maddesi ve 675 sayılı KHK’nin 16/1. maddesi doğrultusunda incelenip değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu uyuşmazlık, düğünde takılan ziynet eşyalarının davacı erkeğin kişisel malı olduğu iddiasına dayalı ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkin olduğundan bu uyuşmazlığın, 4787 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince, Aile Mahkemesinde bakılması gerekeceği-Kural olarak ziynet eşyaları, kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılacağı ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanacağı-