İİK'nın 235. maddesi uyarınca sıra cetveline itiraz edenlerin cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesinde dava açabileceği- Tebliğ masrafını veren davacı için dava açma süresinin, İİK. mad. 223 uyarınca, sıra cetvelinin kendisine usulüne uygun olarak tebliğinden itibaren başlayacağı-
İİK'nın 234/2. madde hükmü uyarınca yapılan tebligat bilgi verme mahiyetinde olup, dava açma süresinin bu tebligat ile başlamayacağı, bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iflas, sıra cetveline itiraz davaları süreye tabi olup, bu sürenin kural olarak sıra cetvelinin İcra ve İflas Kanunu'nun 166. maddesinde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlayacağı, eğer davacı aynı Kanun'un 223. maddesine göre tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa, sürenin kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanacağı- Davacının tebliğ masrafı yatırmadığı belirtildiğinden, mahkemece, en son ilan tarihine göre, davanın, hak düşürücü süre içinde açılmış olmasına ilişkin özel dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, HMK'nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nın 235. maddesine göre, kural olarak sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde ticaret mahkemesine dava açabilecekleri, aynı Kanun'un 223. maddesi hükmüne göre alacaklı tebligata elverişli adresini bildirip kararın tebliği için avans yatırmışsa 15 günlük dava açma süresinin, kararın tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı-
İflas hukukuyla ilgili bir davaya bakan Asliye Ticaret Mahkemesinin kısa kararında kanun yolu süresini belirtmediği gibi gerekçeli kararında da süreyi yanlış gösterdiği, asliye ticaret mahkemesi kararlarına karşı genel olarak on beş günlük bir temyiz süresinin öngörüldüğü, somut olayda olduğu gibi temyiz süresinin on gün olduğuna ilişkin ayrıksı bir durumun söz konusu olduğu davada, sürenin taraflara doğru bir şekilde belirtilmesinin daha da önem arz ettiği, bu açıdan başvurucunun gerekçeli kararda belirtilen süreye güvenerek hareket etmesinin makul görülebileceği, Mahkemenin kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü dikkate alındığında temyiz süresinin on gün olduğunu kabul ederek dilekçenin reddine karar veren Yargıtay Dairesinin değerlendirmesinin mevzuat hükümleri çerçevesinde ve öngörülebilirlik sınırları içinde olduğunun kabul edilemeyeceği, yapılan yorumun başvurucunun temyiz hakkını kullanmayı imkânsız kılacak ölçüde ve aşırı şekilci bir yaklaşımla elde edildiği, bu açıdan kararın başvurucunun mahkemeye erişim hakkını zedelediği- Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verildiği ve ihlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedildiği- Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaydalınmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderileceği, yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebileceği, yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkemenin, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar vereceği-
Davacının kayıt kabul talebi ile pul masrafını yatırdığı anlaşıldığından, davacı tarafça icra dosyasına ödenmediği bildirilen ilam avansının İİK'nın 223. maddesindeki yazı ve tebliğ masrafı olup olmadığı sorularak kayıt kabul davası hakkında karar verilmesi gerektiği-
Kayıt kabul davalarının süreye tabi olduğu, bu sürenin kural olarak sıra cetvelinin İİK. mad. 166 uyarınca yapılan ilanından itibaren işlemeye başlayacağı ve davacı İİK. mad. 223 uyarınca tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa, sürenin kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanacağı, bu itibarla ilk sıra cetvelinin hangi tarihte hangi gazetede yayınlandığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklıkla belirtilmesi ve davacının tebliğe elverişli adres bildirip, gerekli avansı yatırıp yatırmadığının net olarak bilinmesi gerektiği- Adi tasfiyede İİK. mad. 226-229 hükümleri uyarınca iflas masasını temsil yetkisinin iflas idare memurlarına; şayet İİK. mad. 218 uyarınca basit tasfiye usulü benimsenmiş ise, bu yetkinin iflas müdürlüğüne (dairesine) ait olduğu-
Temyiz dilekçesine ekli 27.06.2012 tarihli ''icra müdürlüğünce aslı gibidir'' şerhi yazılarak mühürlenen masraf makbuzu örneğinde davacı belediyece iflas dosyasına posta masrafı mahiyetinde 7,00 TL yatırıldığının belirtildiği, bu durumda, temyiz dilekçesine ekli masraf makbuzu belgesinin mahiyeti üzerinde durularak İİK'nın 223/3. maddesi uyarınca yatırılan bir masraf olduğu takdirde dava açma süresinin tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı dikkate alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karara varılmasının gerekeceği-
Sıra cetveline itiraz (kayıt terkini) hakkında verilen hükmün tebliğ edildiği tarihten itibaren 10 günlük yasal süre (İİK. mad. 164) geçirildikten sonra temyiz edilmesi halinde temyiz isteminin reddi gerekeceği- İflas sıra cetveline itiraz davalarının süreye tabi olup, sürenin sıra cetvelinin İİK. mad. 166'da gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlayacağı, davacının, İİK. 223'e göre tebliğe elverişli adres göstermesi ve gerekli masrafı avans olarak yatırılması halinde, sürenin kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanacağı- Mahkemece sıra cetvelinin Ticaret Sicil Gazetesi ve müflisin muamele merkezinin bulunduğu yerde yayınlanan yerel gazetede yayınlanıp yayınlanmadığı konusunda araştırma yapılması gerekeceği-
İflas, sıra cetveline itiraz davalarının on beş günlük süreye tabi olduğu ve bu husus üzerinde mahkemece re'sen durulması gerektiği, bu sürenin kural olarak sıra cetvelinin İİK'nun 166. maddesinde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlayacağı ve eğer davacı, aynı İİK.'nun 223. maddesine göre, tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa, sürenin kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanacağı, davacı tarafın kayıt başvurusu sırasında tebliğe elverişli adres gösterip göstermediği, masraf yatırıp yatırmadığı, icra müdürlüğünden gönderilen yazı cevabında bu husus cevaplandırılmadığı gibi sıra cetvelinin ilanına ilişkin gazete örneklerinin eklenmediği anlaşıldığından, bu eksiklikler giderilmeden davanın yasal sürede açılıp açılmadığının tespit edilemeyeceği- Tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararda masaya kayıt ve kabulüne hükmedilen meblağların farklı olmasının hükmün bozulmasını gerektireceği-
İflâs idaresince hazırlanıp ilan edilmiş olan «sıra cetveli»ne karşı «sıra cetveline itiraz davası»nı (İİK. mad. 235) açma süresinin -bu madde uyarınca gerekli avansı iflâs idaresine yatırmış olan alacaklılar için- «sıra cetvelinin kendilerine tebliğinden itibaren» işlemeye başlayacağı-