Dava, mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olduğu anlaşıldığına ve taşınmazların ortak miras bırakandan kaldıkları belirlendiğine göre terekeye dahil taşınmazlar üzerinde bir veya birkaç mirasçının sürdürdükleri zilyetlik tüm mirasçılar adına sürdürülmüş sayılması gerekeceği- Mahkemece yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi listesinde yer alan bilirkişilerin tamamı ile tarafların bildirdikleri tanık listesinde yer alan tüm tanıkların davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, ayrı ayrı huzura alınıp dinlenmeleri, murisin sağlığında mirasçıları arasında taşınmazlarını bölüştürüp bölüştürmediği, kadastro çalışmaları sırasında murisin verdiği beyan üzerine mirasçılar adına bulunan taşınmazların tespit ve tescillerinin yapılıp yapılmadığı, bunlardan hiçbirinin doğru olmadığının anlaşılması halinde bu sefer murisin ölümünden sonra tüm mirasçıların bir araya gelerek yöntemine uygun bir biçimde muristen kalan taşınmazları kendi aralarında taksim edip etmedikleri hususlarının yerel bilirkişiler ile tanıklardan sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Mahkemece,davacının hukuki dinlenilme hakkı dikkate alınarak usulüne uygun tebligat yapıldığı halde gelmeyen davacı tanığının 6100 sayılı HMK.nun 245. maddesi uyarınca zorla getirilerek dinlenmesi ve davacı vekiline diğer tanığın aynı Kanunu'nun 240/3. maddesi uyarınca yeni adresini bildirmesi için süre verilmesi, tarafların delil listesinde dayandıkları Maçka Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/352 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi dosyası ile 12.09.2011 keşide tarihli ihtarın da getirtilerek dikkate alınması ve değerlendirilmesi hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Açık bir vazgeçmesi bulunmadığı halde, davacı tanığı, davanın yeterli açıklığa kavuştuğundan bahisle dinlenilmemişsse de, HUMK. 253 vd. uyarınca dinlenmesi gerektiği-
Tanığın duruşmadan sonra mahkemeye müracaatla tanıklık yapmak istemediğine dair dilekçe vermiş olmasının tanıklıktan çekinme sebepleri bulunmadığı için sonuç doğurmayacağı-