Taraflara sözleşme süresi boyunca süreli fesih imkânı veren düzenleme nedeniyle sözleşmenin belirli süreli olarak nitelendirilemeyeceği- İş sözleşmelerinin süresi, projenin bitimi ile ilişkilendirilmiş ise de taraflara sözleşme süresi boyunca süreli fesih yoluyla iş sözleşmesini sona erdirme hakkı tanınmış olup ortada şeklen belirli süreli bir iş sözleşmesi bulunmadığı-
Davacı tarafın iş sözleşmesinin belirli sürenin bitiminden önce işverence haksız feshedildiğini iddia etiği- Davalı tarafın ise davacının sözlü olarak istifa etmek suretiyle ayrıldığını savunduğu- Yargılama sırasında dinlenen davalı tanıklarının, davacının kendisinin işten ayrılmak istediğini beyan ederek davacının istifasına dair işveren savunmasını doğruladıkları- Ayrıca davalı işverence Sosyal Güvenlik Kurumuna (03) istifa çıkış kodu ile çıkış bildirimi yapıldığı- Davacı tarafça istifa olgusunun aksini ispatlayacak herhangi bir bir delil sunulmadığı ve tanık dinletilmediği- Dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler ile davalı tanıklarının beyanları birlikte değerlendirildiğinde belirli süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından sürenin bitiminden önce haksız feshedildiğinin kabulünün gerektiği-
HMK’nın 353/1-a maddesinin 1-6 bentleri arasında sayılan usule ilişkin hukuka aykırılıklar tespit edildiğinde, ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine kesin olarak karar verileceği- HMK’nın 353/1-a maddesinde belirtilen durumlarda istinaf mahkemesi kararı esas yönünden inceleyemeyeceği- HMK’nın 353/1-a maddesinde altı bent hâlinde sayılan hâllerde istinaf mahkemesinin esası incelemeden verdiği ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın ilgili ilk derece mahkemesine gönderilmesi kararlarının kesin olduğundan temyiz edilemeyeceği- 7251 sayılı Kanun ile HMK’nın 362 nci maddesine eklenen (g) bendine göre “353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında verilen kararlar” hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağı- HMK m. 353/1-a bendi kapsamına giren durumlarda bölge adliye mahkemesinin duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği, fıkraya eklenen yeni (g) bendiyle, 353 üncü madde hükmü ile uyum sağlanarak Kanunun bütünlüğünün korunması amaçlandığı ve 353/1-a bendi kapsamında verilen kararların kesin nitelikte olduğu-
Belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif koşullar mevcut olmasa da taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesi yapılmış olup işveren tarafından süresinden önce haklı neden olmaksızın feshe bağlı olarak bakiye süre ücreti alacağına hak kazandığı kabul edilmesi gerektiği- Ayrıca TBK’nun 438. maddesinin 2. fıkrası uyarınca işçinin iş sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir olup olmadığı araştırılmak suretiyle indirim yapılması gerektiği hususu göz önünde bulundurulması gerektiği ve ödenen ihbar tazminatı da mahsup edilerek bakiye süre ücreti yönünden bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı tarafın oluşturduğu güven ilişkisi nedeniyle mahrum kalınan kıdem tazminatı ve maddi zarar istemine ilişkin davada, dava dosyasında yer alan icap ve kabul içeren ve HMK.'nin 199 maddesine göre belge niteliğindeki içeriği inkar edilmeyen yazışmalara göre, davalının işinden istifasının istendiği ve davacının bu şekilde davrandığı, sözleşmenin imzası için istenen belgelerin sunulması ve göreve başlanmasının bildirildiği ve bu aşamada işe alınmasından vazgeçildiğinden; davacının kıdem tazminat miktarı ile yeniden işe girdiği süre kadar ücret alacağına dayalı zararını tazminat olarak talep hakkı olduğu-
Müspet zararın sözleşme tam olarak ifa edilmiş olsaydı alacaklının mal varlığının oluşacağı durum ile mevcut durum arasındaki fark olduğu- Kâr kaybının, kârdan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarar olduğu- Müspet zarar olan kâr kaybının malvarlığındaki gerçek eksilme esas alınarak belirlenmesi gerektiği-TBK m. 408'de iş sahibinin temerrüdü nedeniyle istenebilecek ücret hesabının, TBK m. 438'de ise iş sahibinin sözleşmeyi haksız feshetmesi nedeniyle istenebilecek zarar hesabının düzenlendiği- 408. maddede, işverenin engellemesi sebebiyle yapmaktan kurtulunulan giderler ile başka bir iş yaparak kazanılan veya kazanmaktan bilerek kaçınılan yararların indirilmesini, 438. maddede ise, sözleşmenin sona ermesi yüzünden tasarruf edilen miktar ile başka bir işten elde edilen veya bilerek elde etmekten kaçınılan gelirin indirileceğinin düzenlendiği- Öğreti ve uygulamada bu hesaplamanın kesinti yöntemi olarak adlandırıldığı- İki taraflı sözleşmelerin karşı tarafça haklı feshedildiği hallerde kâr kaybı zararına uğrayan tarafın isteyebileceği zararın saptanmasında kıyasen Borçlar Kanunundaki kesinti yönteminin uygulanması gerektiği- Yangın sonucu oluşan kâr kaybına ilişkin olarak, hüküm altına alınan bedelden günlük tekne kiralama faaliyetinde oluşan personel, yakıt ve vb. giderlerin ve maliyetlerin düşürülmemesinin hatalı olduğu-
Belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif koşullar mevcut olmasa da, taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesi yapılmış olup, davacı işçi sözleşmenin belirli süreli olduğuna güven duymak suretiyle bakiye süreye ait ücretlerini talep ettiği- İş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunun işverence ileri sürülmesinin, normun işçiyi koruma amacına aykırı olduğu gibi hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi gerekeceği- Taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinin davacı iddiası ve talebi doğrultusunda belirli süreli iş sözleşmesi gibi değerlendirilmesiyle, işveren tarafından süresinden önce haklı neden olmaksızın feshine bağlı olarak bakiye süre ücreti alacağının hüküm altına alınması gerektiği-
Haksız fesih nedeni ile kâr mahrumiyetinin tahsili istemi-
YİBK'nun 08.03.2019 T.10/1 sayılı içtihadı birleştirme kararından sonra, belirsiz süreli iş sözleşmesinde bakiye süre ücretine ilişkin Yargıtay 9. HD.nin de görüş değişikline gittiği- İş Kanununun 11. maddesinde öngörülen hükmün işçiyi koruma amacıyla düzenlendiği dikkate alınarak, objektif şartlar bulunmadığı halde belirli süreli olarak yapılmış olan iş sözleşmesinin, belirsiz süreli olduğunun işveren tarafından ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanımını olacağı- İş Kanunu'nun 11. maddesine dayanarak sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu ileri sürme hakkının sadece işçiye ait olması gerektiği- Mahkemece, taraflar arasındaki belirli süreli iş sözleşmesinin işverence feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığının tespit edilmesi, iş sözleşmesinin haklı bir neden bulunmaksızın işverence feshedildiğinin tespiti halinde ise, TBK. mad. 438/2 uyarınca, işçinin, sözleşmenin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir araştırılmak suretiyle işçinin sözleşmenin feshinden sonraki dönem içinde başka bir işten gelir elde edip etmediği ya da iş arayıp aramadığı araştırılarak indirim yapılarak bakiye süre ücreti yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiği-
Davacının, kaleci antrenörü olarak belirli süreli iş sözleşmesiyle istihdam edildiği; iş sözleşmesinin işverence haklı sebep olmadan feshedildiği ve buna göre, iş sözleşmesinin feshedildiği tarih ile sözleşmenin bitim tarihi gözetilerek 1 yıl 3 ay 19 gün karşılığı hak kazandığı ücret miktarının ve bakiye süre ücreti tutarının tazminat alacağı olarak hüküm altına alındığı, ancak; indirim konusunda gerekli araştırmalar yapılmadan bakiye süre ücreti tutarının tazminat yönünden hüküm kurulmasının doğru olmadığı, TBK'nun 438. maddesine göre, bakiye süre ücreti tutarının, tazminat alacağı yönünden indirim hususunda değerlendirilmesinin gerektiği; işçinin sözleşmenin feshinden sonraki dönem içinde yapmaktan kurtulduğu giderler, çalışmamaktan kaynaklı tasarruflar, başka bir işten gelir elde edip etmediği (fesihten sonra çalıştığı işverenden aldığı ücretler) ya da iş arayıp aramadığı ve diğer çalışma imkanlarının da araştırılarak sonucuna göre indirim yapılması gerektiği-