Davalı iş yerinde çalışması nedeniyle davacı tarafa yapılmış ve itiraza uğramayan ücret ödemelerini gözeterek hesap yaptırmak, kararın davacı tarafça temyiz edilmemiş olması nedeniyle davalı taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hakları gözeterek; özellikle bu hesap raporunda belirlenen ücret katsayısını aşmamak ve işlemiş devre sonu olarak esas alınan 31.12.2019 tarihinden sonra yürürlüğe giren asgari ücret değişikliklerini rapora yansıtmadan hesap yapılmasına dikkat etmek, sonuca göre tespit edilecek maddi tazminat alacağını dikkate alarak karar verilmesi gerektiği-
Somut olay bakımından uyulan bozma kararı gereklerinin tam olarak yerine getirilip getirilmediği; buradan varılacak sonuca göre 31.03.1978 doğumlu davacının 14.06.1990 tarihinde dava dışı işyerinde geçen çalışmasının çıraklık statüsünde olup olmadığı ve davacının sigorta başlangıç tarihinin 506 sayılı Kanun’un 60/G maddesine göre 18 yaşını ikmal ettiği 31.03.1996 tarihi olarak tespitine karar verilip verilemeyeceği noktasında toplandığı-
Davalı halı dokuma mahiyetli işyerinde 01.11.1989 tarihinde sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinin talep edildiği eldeki davada; 506 sayılı Kanun'un 3.maddesinin II numaralı fıkrasına 20.06.1987 tarihli ve 3395 sayılı Kanun'un 1. maddesiyle eklenen ancak 29.07.2003 tarihli 4958 sayılı Kanun'un 57. maddesiyle yürürlükten kaldırılan (D) bendi dikkate alındığında uzun vadeli sigorta kollarına tabi zorunlu sigortalılık tespiti yapılıp yapılamayacağı; buradan varılacak sonuca göre 01.11.1989 tarihinin davacının sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilip verilemeyeceği-
5510 sayılı Yasa'nın 16. maddesinde "iş kazası veya meslek hastalığı dolayısıyla geçici iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği", 18. maddesinde ise, "yatarak tedavi halinde günlük kazancın yarısı, ayakta tedavi ettirildiğinde günlük kazancın 2/3 oranında ödenek ödeneceği"nin düzenlendiği- Geçici iş göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelirin de iş kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamında olduğu- Raporlu olunan dönemde çalışamayan sigortalının bu dönemde yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının oluşacağı ve bu zararın da maddi zarar içerisinde kabul edilmesi gerektiği- Sigortalının zararlandırıcı olay nedeni ile tedavisinin devam ettiği ve çalışamadığı sürelerdeki maddi zararının bu dönemde %100 iş gücü kaybına uğradığı kabulüne göre yapılması gerektiği- Bilirkişi aracılığıyla maddi zararı tespit edilip SGK tarafından sigortalıya ödenmiş geçici iş göremezlik ödeneği var ise, bunun rüc'uya tabi kısmının hesaplanan maddi zarardan düşülmesi ile elde edilecek sonucun, kazalının geçici iş göremezlik dönemi de denilen istirahatli dönemdeki karşılanmamış zararını ortaya koyacağı- Davacının istirahatli (raporlu) kaldığı dönem bakımından yoksun kaldığı ücret kaybı hesaplanmadan sürekli iş göremezliğinin bulunmadığından bahisle maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağı-
Genel yetki kuralı dışında düzenleme öngörülmemiş olması karşısında, HMK'da yer verilen özel yetkiye ilişkin düzenlemelerin İş Mahkemelerinin yetkisinin belirlenmesinde dikkate alınması gerekeceği - İş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin davanın, seçimlik hakkın kullanılarak davalı şirketin adresine bağlı olarak açılmasının genel yetki kuralına uygun olduğu, süresinde ve usulüne uygun yetki itirazı olmadığı gözetilerek yargılamaya devam edilmesi gerekeceği-
Murislerinin vefatı nedeniyle davacıların zarar gördükleri izahtan vareste olduğu ve davacıların yerleşim yeri de A. olup, davacıların seçimlik hakkını HMK'nın 16.maddesine göre yerleşim yerlerinin yargı çevresi olarak bağlı bulunduğu iş mahkemesinde dava açarak kullanmasının usul ve yasaya uygun olduğu-
  • kayıt gösteriliyor