İpotek alacağa bağlı bir hak olduğundan, tarafların alacağı ipotekle teminat altına alma konusunda anlaşmaları ve bu yöndeki iradelerini resmî şekilde işlem yaparak yerine getirmeleri gerektiği- Ortada, davacının dava dışı babasının veya babasının kurucu ortağı olduğu şirketin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davalı lehine dava konusu taşınmaza ipotek tesis edildiğine dair resmî şekilde düzenlenmiş ipotek akdi bulunmayıp aksine, davacının davalıdan aldığı borcun teminatı olarak ipotek tesis edilmiş olduğu, davalının da davacıdan alacaklı olmadığının kendi beyanı ile sabit olduğu anlaşıldığından, davacı ile davalı arasında davaya konu ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkisinin mevcut olmadığı ve davacının davalıya borcu bulunmadığı anlaşıldığından davacının ipoteğin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yönündeki talebinin yerinde olduğu- Davacı vekilinin, "davalının davacının iradesine aykırı olarak ve davalı ile birlikte hareket ederek davacıya ait taşınmazda davaya konu ipoteği davacı adına vekâleten tesis ettiğini, tesis edilen bu ipoteğin dayanaksız ve temel ilişki yokluğu nedeniyle yolsuz olduğunu" ileri sürerek "ipoteğin terkini, borçlu olmadığının tespiti" taleplerinin yanında "tazminat isteği" de bulunduğu gözetildiğinde, eldeki davada taşınmazlara ipotek tesis etmeye dair vekil tayin edilen davalıya husumet yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Davalı tarafından dikildiği anlaşılan 26 adet zeytin ağacına ge­lince;. Dosyadaki bilgi, belge ve beyanlar ile fenni bilirkişi raporundan taşınmazın zeytinli tarla niteliği taşıdığı sonucuna varılmakla, 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattı-nlması Hakkındaki Kanun'un 20. maddesinin 2. fıkrası uyarınca; "... zeytincilik sahaları daraltılamaz...." zeytin ağaçlarının sökülmesinin anılan yasanın amacına ve hükmüne aykın bir sonuç doğuracağı açık­tır; ancak, Türk Medeni Kanununun 998. maddesinde tapu siciline kaydedilecek taşınmazlar sayıldıktan sonra 1009. maddede kişisel hak­larda söz konusu olan sözleşmelerden doğan haklar ile yasalarda açık­ça öngörülen diğer hakların şerh edilebileceği bildirilmiştir. 1012. maddede ise; "... Bir taşınmazın eklentileri malikin istemi üzerine kü­tükteki beyanlar sütununa yazılır..." denilmekte olup, keza, Tapu Sicil Tüzüğünün Altıncı Bölümünde yer alan "şerhler" başlığını taşıyan 54 ila 59 ve Yedinci Bölümünde gösterilen "Beyanlar" b
Nizalı yer hakkında hüküm verilirken, taşınmazın tapu kaydında yazılı olan ve bilinen sınırlarının da açıkça belirtilmesi gerektiği-
Belediye, köy gibi kamu tüzel kişilerinin, kamu mallarından sayılan bir yeri usulünce kamu malı olmaktan çıkarmaları halinde; hemen tescil isteğinde bulunabilecekleri-
  • kayıt gösteriliyor