Çeki keşideci sıfatı ile imzaladığı ihtilafsız olan ..............’in ticari mümessil olarak tayin edildiğine ilişkin, 6102 sayılı TTK 616/1-b ve 631/1 maddelerine göre, borçlu şirket tarafından alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığı gibi, Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan şirket ana sözleşmesinin 8. maddesinde şirket müdürü olarak atananlara verilen yetkiler arasında ticari mümessil tayin etme yetkisinin bulunmadığının da anlaşıldığı, borçlu şirket yetkilisi ........... tarafından ............ Noterliğince düzenlenmiş ............ tarih ve ............... yevmiye numaralı vekaletnamede de ............’in şirketin bazı işlemleri için ticari vekil olarak atandığı ve bu vekaletnamede verilen yetkiler arasında şirket nam ve hesabına kambiyo senetlerinden olan çek düzenleme yetkisinin bulunmadığı, bu vekaletname ile .................’in ticari mümessil atandığının kabul edilemeyeceği, her ne kadar şirket ana sözleşmesinin 8. maddesinde şirket müdürlerinin şirkete hizmet akdi ile bağlı olanları sınırlı yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcılarını atayabilecekleri belirtilmiş olsa da aynı maddenin devamında bu şekilde atanacak olanların görev ve yetkilerinin iç yönerge ile belirleneceğinin belirtildiği, bu iç yönergenin de tescil ve ilanının zorunlu olduğu, ancak bu işlemlerin de yapılmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince, borçlunun imza itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Tarafların iddialarının, hükme esas alınan bilirkişi raporunda soyut kaldığından mahkemece yeni bilirkişilerden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı şirketin 24.12.2010 tarihinde kurulup tescil edildiği, şirket sözleşmesi ile davalının 10 yıl süreyle şirketi temsile münferiden yetkili müdür olarak atandığı, şirket müdürü tarafından noterden alınan düzenleme şeklindeki vekâletname ile davalının genel yetkili ticari vekil olarak atandığı, şirket müdürünün, davalının kızı olduğunun anlaşıldığı, davalı tarafından davalı şirketin kaşesi altında yazılıp imzalanan ve müşterilerine gönderilen ve ayrıca haksız rekabet teşkil ettiği hususu kesinleşen yazıda, kurucusu ve ortağı olduğu davacı şirketten ayrılarak davalı şirketi kurduğunu ve hizmetlerine bundan sonra farklı bir şirket ismiyle devam edeceğini belirttiği; davalının, davalı şirketin hissesinin kendi adına kayıtlı olmasına rağmen öğrenci olması sebebiyle tüm işlerin babası tarafından takip edildiğini belirttiği, buna göre; davalı şirketin kaşesi altında davalı tarafından yazılan ve müşterilerine gönderilen yazının haksız rekabet teşkil ettiği ve bu hususun kesinleştiği, davalının şirket müdürü olduğu ve diğer davalının ise şirket organı gibi hareket ettiği gözetilerek anılan davalıların TMK’nın 50. maddesi gereğince, kişisel sorumluluklarının değerlendirilmesinin gerektiği, sonuç itibarıyla Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlu şirketin yetkili temsilcisi tarafından ticari vekil olarak atanan kişinin, vekelatname içeriğine göre çek ve senet düzenlemeye, senet ve çeklere imza atmaya, cirolamaya, protesto etmeye yetkili olduğu; azilnamenin ise bononun düzenlenme tarihinden sonra düzenlendiği görüldüğünden, takip dayanağı bononun düzenlenme tarihi itibariyle ticrari vekil aı geçenin, borçlu şirket adına bono tanzim etmeye yetkili vekil olduğu-
Limited şirketlerde, ticari mümessilin ortaklar kurulu kararıyla atanması zorunlu olup, şirket yetkilisi tarafından yetkilendirilen vekilin ticari vekil olarak kabulü gerektiği, vekaletnamede "kambiyo taahüdünde bulunması için özel yetkisi olması gerektiği- Alacaklı vekili, "imzanın, borçlu şirket adına şirket yetkilisinin babası tarafından atıldığı, borçlu şirket temsilcisinin, babasına imza atma yetkisi verdiği"ni ileri sürmüş, mahkemece alınan bilirkişi raporunda imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı ve mahkemeye sunulan vekaletnamede, bonoyu şirket adına imzaladığı iddia edilen kişinin, kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi bulunmadığı anlaşılmış olup, vekaletnamesinde kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi olmayan ticari vekilin düzenlediği bonodan dolayı şirket sorumlu olmayacağından, borçlu vekilinin, icra "bonodaki imzanın borçlu şirket temsilcisine ait olmadığı"nı ileri sürerek icra mahkemesine yaptığı imzaya itiraz başvurusunun kabulü gerekeceği-
Ticari vekilin müvekkilini kambiyo taahhüdü altına sokabilmesi için, bu konuda kendisine açıkça yetki verilmiş olması gerektiği- Vekaletnamede çek düzenleme yetkisinin bulunmasına rağmen kambiyo senedi ya da bono tanzim etme yetkisinin bulunmayan ticari vekilin imzaladığı bono nedeniyle şirketin sorumlu tutulamayacağı-
Limited şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin davada; limited şirketin ortak sayısı 20’den az olması sebebiyle, davanın yönetici olmayan diğer ortaklarca açılması gerekmekteyken, dava, şirket müdürleri tarafından açılmış bulunduğundan, dava koşulları oluşmamış olup, bu durumda mahkemece, bu davanın açılmasına izin veya icazet verilmesi hakkında yönetici olmayan diğer ortakların muvafakatlerinin alınması veya vekaletnamelerinin ibrazı ve ortaklar kurulu kararının sunulması amacıyla davacı vekiline önel verilmesi, dava koşulları oluşturulduktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
  • kayıt gösteriliyor