492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 36. maddesinin birinci fıkrası, “ mahkemeler hakimler; C.Savcıları ve icra iflas daireleri tarafından adlî ve idari işlemlerle takip işlemlerinden dolayı herhangi bir sebeple alınmış olan paraların bankaya yatırılması halinde bu paralara ait faiz, ikramiye ve sair menfaatleri Devlete aittir.”, ikinci fıkrası ise, “ Şüyuun giderilmesi neticesinde hasıl olan para ve tereke paraları ile kısıtlı veya gaip adına bankaya yatırılan paralar yukarıdaki fıkra hükmünden müstesnadır.” hükmünü amir iken, söz konusu iki düzenlemenin, Anayasa Mahkemesinin 04.5.2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 05.4.2023 tarih ve 2023/48 E. - 2023/72 K. sayılı kararı ile, anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiş olduğu-Daire içtihatları, İİK’nın 140 vd. maddelerinde sıra cetveline itiraz edilmesi halinde icra müdürlüğünce alacaklılara ödenmeyen paranın nemalandırılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı ancak yine de sıra cetveline itiraz edilmesi nedeniyle alacaklıya ödenmeyen paranın icra müdürünce banka hesabına yatırılması sonucu elde edilen faiz geliri varsa, alacaklıya ödenmesinin yasal dayanağı olmayıp, nemalandırma sonucu elde edilen paranın Hazineye ait olduğu yönünde iken, kararın dayanağı olan Harçlar Kanunu’nun 36. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının Anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptali nedeniyle, oluşan bir nema geliri varsa bunun hak sahiplerine ödeneceği yönünde görüş değişikliğine gidilmiş olduğu- Her ne kadar İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerinin karar tarihlerinde söz konusu kanun hükmü iptal edilmemiş olup yürürlükte olduğundan, kararlar Dairenin eski içtihatları gereğince yerinde ise de; şikayete konu müdürlük kararının dayanağı olan kanuni düzenlemenin, temyiz incelemesi aşamasında, 04.5.2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 05.4.2023 tarih ve 2023/48 E. - 2023/72 K. sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmesi nedeniyle, verilen iptal kararının henüz kesinleşmemiş eldeki şikayette uygulanması gerektiği sonucuna ulaşıldığı-
İİK.nun 142.maddesinde sıra cetveline itiraz edilmesi halinde icra müdürlüğünce alacaklılara ödenmeyen paranın nemalandırılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı- İİK.nun ilgili maddesinde yer alan nemalandırmaya yönelik düzenlemenin ihalenin feshi davası açılması halinde ihale bedelinin icra müdürlüğünce nemalandırılması hakkında olup, ihalenin kesinleşmiş olduğu somut olayda bu kuralın uygulanmasına imkan bulunmadığı- Buna göre sıra cetveline itiraz edilmesi nedeniyle alacaklıya ödenmeyen paranın icra müdürünce banka hesabına yatırılması sonucu elde edilen faiz gelirinin alacaklıya ödenmesinin yasal dayanağı olmayıp, nemalandırma sonucu elde edilen paranın Hazineye ait olduğu-
Sıra cetveline itiraz edilmesi halinde, alacaklı teminat mektubu ibraz ederek payına düşen meblağı tahsil edebileceği (İİK. mad. 142/a)- Dosyaya sunulan teminat mektubunun, alacaklının tahsil ettiği meblağın tamamı ile bu meblağın iadesinin gerekmesi halinde, tahsil tarihinden iade tarihine kadar geçecek süreye ilişkin faizi kapsaması gerektiği-
Tek bir dosya üzerinden sürdürülmekle birlikte, bağımsızlığını koruyan her bir şikayet dosyası yönünden ayrı ayrı yargılama yapılması ve birleştirilen şikayetlerin her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği- Mahkemece, kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm bölümünde şikayetlerin kabulüne karar verildiği halde, gerekçe bölümünde uyuşmazlığın esası da tartışılarak tarafların hacizlerinin düşmüş olması sebebiyle garameten paylaşıma yapılan itirazın yerinde olmadığı sonucuna varıldığı ve gerekçe ile hüküm sonucu arasında çelişki doğduğundan, kararın bozulması gerektiği-
Alacaklılara pay ayrılırken bedeli paylaşıma konu malın satıldığı tarihteki anapara, fer'iler ve takip masrafından oluşan toplam alacak miktarının, satış tarihi itibariyle hesaplanması gerektiği- Takibe dayanak ilamın bozulması üzerine satış bedelinin dağıtımı yapılamamış, ipoteğin, satıştan sonra, şikayetçiye temlik edildiği anlaşılmış olmakla, satışın temlikten önce yapıldığı sabit olduğundan, şikayetçiye ödenecek bedel temlik miktarını geçemeyeceği- İİK. mad. 142/a uyarınca, sıra cetveli kesinleşmeden satıştan arta kalan bedelin paylaştırılması yapılamayacak ise de, teminat yatırmak suretiyle bedelin paylaşımı mümkün olduğundan ve şikayetçiye temlik miktarı dışında bedel ödenmesi mümkün görülmediğinden, yapılan paylaştırmanın esasa uygun olduğu-
Her sıra cetvelinin, bedeli paylaşıma konu para, mal veya hak üzerinde haczi bulunan alacaklılar için hüküm ve sonuç doğurduğu- Sıra cetveli düzenlenirken satış tarihindeki hukuki ve fiili durumun dikkate alınacağı- Sıra cetveline yönelik dava veya şikâyetlerin sonuçlanmasına kadar (İİK m. 142/a’daki istisna dışında) ödeme yapılmayacağından, alacaklıların takip konusu ettikleri alacaklara faizin işlemeye devam edeceği- Bu faizler satış tarihinden sonra doğduklarından, yapılan önceki sıra cetveline konu bedelden karşılanamayacağı; bunlar için alacaklının borçlunun başka bir malına haciz koydurması ve onun bedelinden alacağını tahsil etmesi gerekeceği- Zaten borçlunun başka bir para, mal veya hakkı üzerinde haczi varsa onun satışının cihetine gidilmesi gerekeceği-
Sıra cetveline itiraz edilmesi nedeniyle alacaklıya ödenmeyen paranın icra müdürünce banka hesabına yatırılması sonucu elde edilen faiz gelirinin alacaklıya değil, hazineye ait olduğu; ihale kesinleşmiş olduğundan İİK. 134/5'de yer alan nemalandırmaya yönelik düzenlemenin uygulanamayacağı-
Sıra cetveline itiraz davası sırasında teminat mektubu getirmemesi nedeniyle satış bedelinden kendilerine ayrılan pay ödenmemiş olan hak sahiplerinin bu paylarının icra müdürlüğünce nemalandırılmış olması halinde bu nemanın hazineye değil, hak sahiplerine ödenmesi gerekeceği-
Sıra cetvelinin kesinleşmesi sırasında, kesin teminat mektubu vererek, takip dosyasındaki parayı almış olan alacaklının, tahsil ettiği meblağın iadesinin gerekmesi halinde, iade tarihine kadar geçecek sürenin faizini ödemesi, faiz oranının ise 3095 Sayılı Yasanın 1.maddesine göre belirlenmesi gerekeceği-
Sıra cetvelinde hak sahibi görünen alacaklı payına düşen meblağı alırken, iadesinin gerekmesi halinde parayı, tahsil ettiği tarihten itibaren faizi ile birlikte iade etmeyi taahhüt ettiğinden, buradaki faizin temerrüt faizi olmayıp,anapara niteliğinde olduğu, İcra Müdürlüğü'nce iade muhtırasının tebliği ile temerrüt gerçekleşeceğinden, bu tarihten itibaren muhtırada istenen toplam miktara temerrüt faizi hesaplanması gerekeceği-