Davacının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari kayıtlarında takibe konu alacağın kayıtlı olduğu anlaşılmış, davalıya HMK’nın 219. ve 220. maddeleri de dercedilerek isticvap davetiyesi çıkartıldığı, buna rağmen davalının ticari kayıtlarını ibraz etmediği anlaşıldığından davacı ticari kayıtları ile alacağın sabit hale geldiği anlaşılmakla itirazın iptali davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verildiği, davacının defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığının belirlendiği; davalılara, takip dayanağı işin yapıldığı tarihteki döneme ait ticari defter ve kayıtların ibrazı için süre verildiği, defterlerin ibraz edilmesi halinde bilirkişi incelemesinin yaptırılacağı; ibrazdan kaçınılması durumunda, davacının kanuna göre eksiksiz tuttuğu ticari defter ve kayıtlarının lehine delil teşkil edip etmeyeceğinin de değerlendirilerek dosyanın sonuçlandırılmasının gerekeceği-
Davalı şirket müdürünün, şirket hesabından şahsi hesabına para aktardığı iddiasıyla açılan davada, davalı kendi hesabına aktarılan paranın şirket işlerinde kullanıldığı savunduğundan, ispat yükünün davalıda olduğu dikkate alınarak, şirket adına kullanılan krediye ilişkin tüm bilgi ve belgelerin ilgili bankadan celbi, keza dava dışı şirkete ait ticari defterlerin HMK. mad. 219 vd çerçevesinde ibrazının sağlanması ve bilirkişi marifetiyle incelenmesi suretiyle davalının savunmasının tahkiki; dava dışı şirkete ait olup, davalının hesabına aktarılan paranın gerçekten de şirketin borcunun kapatılmasında kullanılıp kullanılmadığı hususunun araştırılması gerektiği-
Asıl ve birleşen davada davacı vekilince birleşen davada reddedilen kısma ilişkin bulunan iki adet faturanın davalı defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalının defter kayıtlarını bu sebeple ibraz etmediği ileri sürüldüğü, Yargıtay bozma ilamına uyulduğu ve asıl ve birleşen davada davacı yararına usuli kazanılmış hakkın doğduğu da gözetilerek belgenin içeriği konusunda davacının beyanının kabul edileceği sonucuna varılarak birleşen davada reddedilen kısma ilişkin iki adet fatura yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davalı şirket ile davacının çalıştığı alt işverenler arasındaki gişe hizmetlerine ilişkin asıl işveren-alt işveren ilişkisinin İş. K. mad. 2/6 uyarınca, muvazaalı olup geçersiz olduğu ve davacının işe başlangıç davalı asıl işverenin işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği- Bordro tanzimi, mesai saatlerini düzenleme, yıllık ücretli izin defteri tutma, çalışma belgesi verme gibi işçi alacakları konusunda işveren kayıtlarına dayanıldığında, bu kayıtları tutma zorunluluğu olan işverenin bu belgeleri mahkemeye ibraz etme zorunluluğu bulunduğu; işverenin ibraz etmemesi halinde, HMK. mad. 220 uyarınca işlem yapılması gerektiği- Mahkemece; davacıya emsal olabilecek işçi saptanarak bu işçinin ücret bordrolarının davalı işverenden HMK’nın 220. maddesi kapsamında istenmesi, davacıya ait ücret bordoları ise kayden işveren görünen dava dışı şirketlerden HMK. mad. 221 kapsamında istenmesi, işverenlerin ellerinde bulunan kayıtları kesin süre içinde ibraz etmemeleri durumunda, HMK.'nun ilgili maddelerine göre işlem tesis edilerek ve bilirkişiden denetime elverişli rapor alınarak sonuca gidilmesi gerektiği-
Şirket müdürü tarafından ücret ve diğer alacağa yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali istemi-
Tarafların ortak olduğu davadışı şirketin yetkili müdürü davalı olup, şirketin ticari defter ve kayıtlarından bu sıfatı gereği davalının sorumlu olduğu- Davalının, mahkemenin talebi üzerine kendi sorumluluğu altında bulunan defterleri ibraz etmek zorunda olduğu- Her ne kadar defterlerin vergi dairesinde olduğu için ibraz edilemediği beyan edilmiş ise de, söz konusu belgelerin vergi dairesinde de olmadığı anlaşıldığından.şirket yetkilisi davalıya ticari defterlerin ibrazı için kesin süre verilerek sonrasında HMK. mad. 219. vd uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği-
6100 sayılı HMK.’un 219. maddesinin taraflara kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmeleri zorunluluğunu getirdiği- Davacı taraf son 6 aylık belge ibraz edemediği dönem için davalı kayıtlarına dayandığına göre HMK'nın 220. madde hükmüne göre işlem yapılması gerekeceği-
Satım akdine dayalı eda davası-
Dava tarihinde yürürlükte olan HUMK’nın 326. (şimdi, HMK 219.) gereğince, her iki tarafın kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorunda olduğu- "Bilirkişinin rapor düzenleyebilmesi için gerek görmeleri halinde taraflara ait yasal defterleri ve diğer ilgili evrak ve belgeyi bulundukları yerde inceleyebilmeleri yönünden kendilerine HMK'nın 278. maddesi hükmünce yetki de verilmesine,” şeklindeki ara karar üzerine, davalının bu yönde istemi olmadığından ve dosyada bulunan belgelere göre düzenlenen bilirkişi raporu usulüne uygun ve denetime elverişli olduğundan, davalının ihtarlı tebligata rağmen defterlerini ibraz etmemiş olduğu da gözardı edilerek, "davalı defterlerinin yerinde incelenerek rapor alınması" gerektiği belirtilerek bozulmasının isabetsiz olduğu-